Kıbrıs meselesinde bahar havasının bitmesinde şüphesiz Rumların uzlaşmaz tavrı etkili oldu.
Bu sütunlarda hep dile getirdiğimiz gibi Rumların bu adada bizi misafir kendilerini ev sahibi olarak görmeleri, çözümün kilitlenmesinde en önemli faktör olarak öne çıktı.
Başbakan Yardımcısı Denktaş da Ankara temaslarında “Biz ortaklık onlar sahiplik peşinde koşturduğu sürece Kıbrıs’ta çözüm olmaz” diyerek bu konunun altını kalın harflerle çizdi.
Müzakerelerde bahar havasının sona erdiği yönündeki tespitimizi, DP liderinin sözleri de doğruluyordu. Denktaş, “Belli ki Kıbrıs sorunu yine askıya alındı. Muhtemelen nisan sonrasına atılacak. Nisan’dan sonra Rum tarafı seçim dönemine girer. Bu iş yine sürüncemede kalır” diyerek çözüm umudunun bir başka bahara kaldığını işaret ediyordu.
Siyasi çevrelerde de uzun süredir gündeme getirilen bu argümandan dolayı 2016’da bitirilmesi için çok çaba gösterilen müzakereler, ne yazık ki kısa zamanda sonuç alınabilecek bir mecrada sürmüyor.
Rum lider Anastasiadis’in, Ankara’nın garantörlükten vazgeçmeyeceği yönündeki açıklamalarına gösterdiği ağır tepki ve Çipras’ın “Çözüm için zemin yok” açıklamaları da bu yöndeki tespitlerin altını dolduruyordu.
Peki bunca zamandır gösterilen çaba, mesai boşa mı gitti?
Tabi ki hayır…
Hem Ankara hem de Kıbrıs Türkü çözüm için masaya koyduğu yapıcı önerilerle Rumların oyununu bozmayı başardı. Kısacası bunca zaman boşa kürek çekmedik.
Masada sadece top çevirmeye çalışan Rumların BM teknokratlarını bile topa tutmaya başlaması ve hırçınlıkları, bunun en büyük göstergesi oldu.
Hatta bu uzlaşmaz tutuma Atina’nın verdiği destek de Birleşmiş Milletler de oldukça kötü algılandı.
Yeni Genel Sekreter Guterres’in Yunan Dışişleri Bakanı Kocias’a yönelik “Bu adamı bir daha karşıma getirimeyin” söylemi de Cenevre kulislerinde oldukça dolaşmıştı.
Dünya geç de olsa masadan çözüm yolunda ipe un sermeye çalışan Rumların oyununu gördü. Bunda Ankara’nın “müzakereye tam destek vermesi ve sonuna kadar masadan kalkmama” politikası da etkili oldu.
Yeni dönem masada çözüm isteyenle çözümü tıkayan tarafın kim olduğunu daha de belirginleştirecek.
Bunu hep birlikte yaşayıp göreceğiz…