Masadan kalkan taraf Türk tarafı olmamalı

Dün Türkiye Başbakanı Sayın Binali Yıldırım, İngiltere Başbakanı Theresa May ile yapmış olduğu görüşmede, yapmış olduğu açıklama ile güvenlik ile garantiler konusunda son noktayı koymuş oldu.


 “Kıbrıs da yaşayan insanların, güvenliğinin garanti altına alınmasının tek yolu var olan, güvenlik ve garanti anlaşmalarının devamından geçer” bu masaj açık ve nettir. Türkiye ve İngiltere bu konuda anlaşmış olduklarını aslında deklare ettiler.
Müzakere masası bir şekilde devam ediyor, doğrusu bu anlaşma arayışı çökmüştür. Taraflar ciddi konularda, Kıbrıs sorununun özün de uzlaşamıyorlar. Ancak masadan kalkmama uğuruna biz zaman harcanıyor, BM müzakerelere de ciddi ilerlemeler olmadığını açıklayamıyor çünkü çok farklı uluslararası çıkar ve güvenlik konuları vardır.
Türk tarafı masadan kalkan taraf olmamalı, Rum tarafının en büyük hedefi bizi masadan kaldırmaktır. KKTC cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı, kendi stratejisine göre bir yol izliyor. Rumların uzlaşmaz olduğunu görüyor tabi ki, özellikle dönüşümlü başkanlık konusun da Rum tarafı tavrın da geri adım atmıyor. Belki de beklentileri Türk tarafı ne zaman kızıp da masadan kalkacak.
Rum eski başkanı Hristofyas ve şu anki başkan Anastasiadis, seçimleri kazandıkları ilk konuşmalarında, “biz Annan planına hayır dediğimiz için Dünya bizi suçluyor, bizim hedefimiz masada uzlaşmaz olan tarafın Türk tarafı olduğunu ispat etmektir” Dediler. Yani hedefleri kapsamlı bir anlaşma yapmak değil, bizleri suçlamaktır. Rum Dışişleri eski Bakanı Rolandis anılarında da yazdı, bana bizzat da söyledi. On altı defa anlaşmaya yakınlaştık, ancak bozan hep Rum tarafı oldu. Tarihten bu gerçekleri silmek imkansızdır, ancak bizim yürüttüğümüz siyasette eksiklikler olduğu için Rum tarafının atı oynuyor.
Rum tarafı bizi masaya mahkum tutmak istiyor, onlar devlet olarak yollarına devam etsinler, bizler ise olduğumuz yerde sayalım burada yeni bir siyasete ihtiyaç vardır, bu kaçınılmazdır. Haklı olduğumuz bir davayı savunuyoruz, hatalar yapmamalıyız, her görüşe tahammül edilmeli ve kimse de duymuş olduğu endişelerden dolayı da “Barış” karşıtı olarak suçlanmamalı.
Bu haber 651 defa okunmuştur

:

:

:

: