Almanya Başbakanı Merkel’in Ankara ziyareti beklendiği gibi fırtınalı geçti. 15 Temmuz’dan bu yana ilk kez Türkiye’ye gelen Şansölye Merkel’e en yüksek düzeyde Türkiye Cumhuriyeti’nin rahatsızlıkları iletildi.
15 Temmuz’dan bu yana Türkiye’den kaçan FETÖ üyelerinin hamiliğini yapan Almanya, İncirlik’ten Suriye’ye yönelik keşif uçuşlarında da DEAŞ’la ilgili bilgileri Türkiye’ye verirken, PYD’ye ait bilgileri gizliyordu.
Ankara’da kapalı kapılar ardında yaşanan bu gerilim çıkışta yapılan açıklamalara da yansıdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “uluslararası terörizmle mücadele sadece bir ülkenin halledebileceği bir konu değil, burada uluslararası dayanışmanın, bir mutabakatın olması gerekir. Özellikle bölgedeki terörizme iki NATO ülkesi olmak hasebiyle de Almanya’nın bizlerle dayanışması büyük önem arz ediyor” sözleri, Almanya’ya çok net mesaj olarak algılandı.
Merkel ise medya özgürlüğüyle başladığı konuşmasını terörle mücadeleye getirirken,
“İslamist terör” ifadesini kullanınca, kapalı kapılar ardında yaşanan gerilim bir anda gün yüzüne çıktı, sabır taşı çatladı…
Bu ifadeyi “üzücü” bulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, tepkisini açıkça belli etti.
“Ben Müslüman bir cumhurbaşkanı olarak bunu asla kabul edemem. Böyle bir ifade kullanılamaz, doğru değildir. Çünkü İslam ile terör bir araya gelemez. İslam’ın kelime anlamı barıştır. Bunu lütfen kullanmayalım. Kullanıldığı sürece biz, bunun karşısında durmak durumundayız” diyerek, adeta buz gibi bir hava estirdi.
Almanya’daki FETÖ mensuplarının iadesiyle ilgili de Obama yönetiminin kullandığı ipe un serme yöntemini takip edeceği anlaşılan Merkel’in tavrı Ankara’da sinirlerin gerilmesine yol açan en önemli etkendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda da “PKK, PYD, YPG ne ise Fethullahçı Terör Örgütü de odur. Benim ülkemde devlete darbe yapacak ve bu darbeyi yapan eğer kalkıp, Almanya’ya kaçıyorsa Almanya’da barınıyorsa bu doğru değildir” diyerek Türkiye’nin sabrının taştığını ilan etti.
Merkel’in “belge gönderin” taleplerine “Amerika’ya da 85 koli belge ve bilgi gönderdik. Hala yargıdan çıkacak kararlar bekleniyor” diye yanıt veren Erdoğan’ın öfkesi, Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında Kıbrıs’ta yaşayan bizlerin de ortak duygularıydı.'
Diplomatik ölçüleri zorlayan, duyguların apaçık dışa vurulduğu Erdoğan-Merkel basın toplantısı, Türkiye ve Almanya’nın pozisyonlarında geri adım atmadığını ortaya koydu.
Yeni dönemde Ankara-Berlin hattında yaşanan gerilimin, Türkiye-AB ilişkilerine de yansıyacağını tahmin etmek hiç de zor değil.
Almanya tercihini yapmak zorunda. Ya Türkiye Cumhuriyeti’ni seçecek ya da terör örgütleriyle kol kola yürüyecek.