Rum basını Kıbrıs açıklarında Haziran'da sondaja başlıyor, haberlerine yer verirken, Türkiye’de de Türk basını Türkiye’nin de Kıbrıs’ta derin sondaj çalışmalarına başlayacağını yazıyor.
Patlar mı şimdi bir kriz daha.
Patlar.
Hem de öyle bir patlar ki, sonra kiriz içinde krizle Kıbrıs sorununu çözmeye kalkarız.
Maalesef geldiğimiz nokta da muhtemel yaşanacak gelişmelere sadece bir olumsuz örnektir bu.
Kıbrıs sorunu diyalogla çözülecek bir siyasi sorunken bunu olabilecek en karmaşık şekle dönüştürmeyi büyük bir başarı ile yapıyoruz biz Kıbrıslılar.
Oysa bu coğrafya da her alanda iş birliğine ihtiyaç var.
Tabi ki bunun için de istikrarın tesis edilmesi gerekir.
İstikrarı tesis edecek olan da ada halklarıdır.
Kimse, dışarıdan birilerinin gelip de adada barış ve huzur ortamını sağlayacağını düşünmesin.
Dünya da bir çok coğrafya üzerinde bunun canlı örnekleri hala mevcut.
Libya, Afganistan, Suriye, Irak, Mısır gibi ülkelerin yakın tarihlerine ve akibetlerine baktığımız zaman bunu çok daha iyi idrak deriz.
Gelişmiş ülkelerin güçlü sermaye yapısına sahip odakların enerji savaşlarında bir kalemde yeryüzünün şeklini şemalini değiştirdiklerini hep birlikte izledik.
Dolayısı ile bizim coğrafyamızda da bu ve benzeri olayları yaşamak istemiyoruz.
Bu ada sevginin huzurun barışın adresi olabilir.
Dünya’da turizmin en büyük limanı olabilir.
İyiye dair her şey mümkün bu adada.
Lakin bunun için önce sukunet lazım.
Birbirimize güvenmemiz, saygı duymamız elzem.
Kıbrıs’ta yaşayan farklı dinlerde, farklı dillerde, farklı ırklarda, farklı renklerde, farklı kültürlerde insanlar olarak bunu başarabiliriz.
Birbirimize tahammül edebilmeliyiz bu güzellikler arasında.
Zira çözümü mümkün kılacak olan,her şeyden önce karşılıklı sevgi ve saygıdan geçecek.
Sevgi saygı hoşgörü olmayan bir coğrafyada ağzınızla kuş tutsanız nafile.
Eğer ki, bu adada çözüm istiyorsak bunun hiç bir şekilde başka yolu yoktur.
Ya İki halkın siyasi eşitliğine dayanacak bir antlaşmayı hayata geçirmeyi birlikte Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar olarak başaracağız, ya da bu küçük adada birbirimize karşı kin duygularını beslemeye, yaymaya ve nesiller boyu bunu sürdürmeye devam edeceğiz.
Ya birbirimize güveneceğiz, ortak bir gelecek için birlikte omuz omuza çalışacağız ya da derin ayrılıkların bilinmezliğine sürükleneceğiz.
Yoksa husumet kolay, ayrışmak kolay, savaşmak kolay…
Ve/fakat bu saydığım kolay şeylerin arasında bugüne kadar yeryüzünde kazanan hiç olmamıştır…