Bugün gelin hep birlikte yalakalık ve yağcılığın tanımına bir bakalım.
Zaman zaman günlük yaşantılarımıza yansıyan hatta bire bir şahit olduğumuz ve bir çoğumuza yok artık bu kadarı da olmaz dedirten yalakalığın ve yağcılığın insan karakteri ile doğrudan alakalı bir durum olduğu açık.
Yalakalık ve yağcılık, kendisine saygısını kaybetmiş insanların kendi çıkarları uğruna başkalarına gereksiz ya da hak etmediği iltifatlarda bulunması olarak da açıklanabilir.
Kısacası yalakalık ve yağcılık dalkavukluktur...
Lakin sakın ola yalakalık deyip geçmeyin.
Zira bu bir sanattır.
İcra ederken beceri ister.
Herkesin yapabileceği, öğrenebileceği bir şey de değildir.
Her şeyden önce utanma sıkılma duygusu olmaz bunlarda.
Haysiyet toprağa gömülür.
Bu sanatı icra etmeyi becerebilenlerin sırtı da asla yere gelmez.
Hırs onlara rehber olur.
Gözleri hiç bir şey görmez.
İnsanlığın var oluşundan beri müşterisi hiç eksik olmaz yalakalığın.
Hava su gibidir.
Süslü ambalajlı hediye paketi kıvamındadır.
Alıcısını her daim sevindirir. Ama yine de Allah kimseyi bu sanat erbabının yanına düşürmesin.
Zor zanaattır.
Yüz göz bırakmaz insanda, muşamba gibi bir surat ister.
Onur gerektirmez.
Nokta kadar menfaatler için virgül gibi eğilme becerisini elzem kılar.
Bazıları için yalakalık bir yaşam biçimidir.
Ondandır ki çoğu zaman yalakalık yaptıklarının farkında bile olmazlar.
Rutin bir işmiş gibi gelir onlara yaptıkları haysiyetsizlik.
Zira iliklerine kadar işlemiştir yalakalık yapmak.
Kuvvetle muhtemeldir ki genlerinden gelen bir özellikleridir bu onların!
Ama sadece o mu?
Değil elbette.
Kendilerine yalakalık yapılmasından hoşlananlarda azınlıkta değil hani.
Bir taraf yağı çekip yalakalığı yaparken, diğer taraf o yalakalığı alıp kullanır.
Kısacası her iki taraf içinde utanç verici bir durumdur bu.
Tabi yapan memnun, üzerine alan memnun.
Türkçe deki yalakalığın tanımında kullanılan kelimelerin çokluğuna bakıldığında toplumumuzun konuya ne denli ilgi ve alaka duyduğunu görmek de mümkün olur aslında.
Yağcı, yağdanlık, dalkavuk, şakşakçı, şaklabanlık, kemik yalayıcılık, yalpaklık, omurgasızlık, yanar dönerlik, v.s. Uzayıp giden bir çeşitlilik vardır, Türkçedeki yalakalık literatüründe.
Yalakalığın ırkı, dini, dili ya da mezhebi de olmaz.
Meslek makam mevkiiye de bakmaz.
Yalakalık ve yağcılık işlemişse kana asla iflah olmaz.