İpin ucu bir kere kaçtı.
Süreç sulandırıldı.
Adanın her iki tarafında da mevcut durumun devamından yana olanlara gün doğdu.
Rumlar bilerek ve isteyerek süreci sabote ettiler.
Ve Kuzey’deki çözümsüzlük siyasetine güçlü bir malzeme verdiler.
Şimdi tut tutabilirsen ucunu.
Şu çok net ki Kuzey’de Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı sürece dair aktif konumuna geri dönmezse mevcut durum çözümsüzlük siyasetinin savunucularına güçlü bir zemin yaratmış olacak.
Nitekim görüyoruz yapılan açıklamaları ve siyaseten ortaya çıkan daha başka sorunları.
BM şimdi yeni bir arayış içerisine girmiş.
Güya formül aranıyormuş.
Yani süreç belirsiz.
Akibet nereye evrilecek?
Nasıl bir formül bulunacak ENOSİS plesibiti ortada bıu denli dururken.
Bütün bunlar tabi ki soru işaretine muhtaç.
Ve /fakat bir yerde bu diyaloğun başlaması da şart.
Aksi takdirde hali hazırda çözülmeyen mevcut sorunlara yenilere eklenmeye devam edecek.
Müzakereler olumlu ya da olumsuz bir sonuca vardırılmadığı sürece akıbet bilinmezliği her iki tarafa da telafisi mümkün olmayan zararlar verecek.
Aradaki uçurum derinleşecek.
Nitekim Güney’de olduğu gibi Kuzey’de de çözümsüzlüğün bir alternatif sonuç olduğunu düşünen insanlara bu önemli bir dayanak sağlamakta.
Çözüm isteyen veyahut kendini çözümcü tanımlayan insanların sessizliği ve çaresizliği hatta sürece dair kırgınlığı yaşanan hayal kırıklıkları bu yöndeki motivasyonu olumsuz etkiledi.
Dolayısı ile Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da bu anlamda yalnız bırakıldı.
Şimdi ise Rum yönetiminden kaynaklanan olumsuzlukların Kuzey’e yansıması ile birlikte gerilen ilişkilerden mütevellit diyalog yolunun tıkanması ise mevcut durumun devamından yana tavır koyanların işine yaradı.
Öyle zannediyorum ki Sayın Akıncı’nın da bunca iyi niyetine ve çabasına rağmen Rum tarafından beklediği karşılık bu değildi.
Dolayısı ile bu durum Sayın Akıncı üzerinde de ciddi bir tahribat yarattı çözüme dair.
Bu elbette anlaşılabilir bir tepkidir.
Ve/fakat bu bir noktadan sonra sürece hiç bir fayda sağlamadığı gibi çözümsüzlüğü destekler bir pozisyona doğru sürüklenmemeli.
Nitekim şu anda müzakerelerin seyri bu yöne doğru kayıyor.
Hatta onca otorite tarafından en uygun zemin diye nitelendirilen fırsat yitiriliyor Kıbrıs sorununa dair.
Bu durumun olumsuzluğu belki şu anda sadece Türk tarafından daha yoğun hissedilecektir.
Ancak Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün uzun vadede adada yaşayan herkesi olumsuz etkileyeceği gerçeği gün gibi ortada durmaktadır.