Geçen haftaki yazımın başlığı “görüşmelere yeniden başliyor!” idi. 5 yıllık Müzakere masası tecrübesi olan bir kişi olarak, yaşanan bu gelişmeler sonucunda bu tesbiti yapmak zor değildi. Evet, gerçekten de başlıyor…
Güney’de yayımlanan Alithia gazetesi birkaç gün önce çözümün yol haritasını yayınlamıştır. Güneyde önceden yayımlanan bu haberleri yabana atmamak gerekir. Rum başkanlık sarayı bu algı yönetimini çok iyi yapmakta ve bir anda bu haberler gerçeğe dönüşebilmektedir. Nitekim Rum temsilciler meclisi Enosis kararı ile ilgili harekete geçti ve iki lider arasında gerçekleşecek yemek konuşulmaya başlandı bile.

Anlayacağınız yine yemek muhabbeti!

Lakin liderler masadan tok kalksada, Kıbrıs Türkünün artık bu yemek muhabbetlerine karnı tok! Zira masadan aç kalkan hep biz oluyoruz.
Yeni Yol haritası şu şekilde;

“1- Nisan ayı başında ve Türkiye’deki referandumdan önce, Anastasiadis-Akıncı-Eide’nin katılacağı bir yemek düzenlenmesi (Bu aşama gerçekleşiyor!)

2- Temmuz ayı sonuna kadar müzakerelerin tamamlanması ve anlaşmaya varılması

3- Ara dönemde (mayıs veya haziran), Garantiler ve Güvenlik ile ilgili konferansın yapılması ve tamamlanması,


4- Eylül ayında iki toplum arasında referandum yapılması.”

Yukarıdaki yol haritasının gerçekleşmesi için Enosis Plebistine okullarda atıf yapılmasıyla ilgili Kıbrıs Rum temsilciler meclisi tarafından alınan kararı ortadan kaldırmak için DISI` nin sunduğu yasa tasarısı meclisin eğtim komitesinden bir kaç gün önce geçti. Tasarının Nisan ayı içinde Temsilciler Meclisinde oylanıp onaylanması bekleniyor. Bu yeni tasarı ile birlikte Enosis ile ilgili yetki Meclisten alınıp, Eğtim Bakanlığına verilmiş olacak. Lakin Enosis kararı ortadan kalkmıyor. Zaten geçenlerde Rum Eğtim bakanı “Enosis okullarda zaten okutuluyor ve kutlanıyor” dememiş miydi. Tam bir kandırmacanın içindeyiz!
Cumhurbaşkanımız Sn. Akıncı, Kıbrıs Rum lideri ile yemek yiyebileceğini doğruladı. Anlayacağınız yine Rum basınından aldık haberi!
Aslında yukarıdaki haber alıntısında geçen yol haritasının birinci basamağı gerçekleşiyor. Şunu da biliyoruz ki bu yemekler, üstüne kadayıflar çok yenildi, zivaniyalar ve kahveler çok içildi. Kıbrıs Rum tarafı için bu menülerin bir sakıncası yok. Önce kriz yaratıp sonra bir kadayıfla bizi kandırabiliyorlar.
Mesele yukarıdaki yol haritasındaki 4. Aşamaya gelebiliyormuyuz? Eğer gelemiyorsak kendi yolumuza devam edebiliryormuyuz?
Artık sorulması gereken BÜYÜK soru bu olsa gerek…
Artık Kıbrıs Türkü`nün kadayıflı yemeklere karnı tok!