AB üyelerinin, Türkiye ve iktidar partisi için uyguladıkları, akıl almaz davranış ve tutum karşısında , Sn. Erdoğan “AB ile müzakereler için, referandum yapabiliriz” dedi.
AB üye Devletlerinin, Türkiye ve onu idare eden, seçimle iş başına gelen, AKP İktidarına karşı . Uluslararası diplomatik ve siyasi kurallarına ters düşen uygulamaları, her geçen gün devam etmektedir.
AB , sanki Türkiye ile savaştaymış gibi , Türkiye’ye, savaş koşullarındaki uygulamaları, devreye sokmuştur .
Tüm Avrupa ülkeleri, nerede ise, Nato üyesi Devletler .
Nato ittifakına dahil olan Türkiye’ye, bırakınız müttefikliği. Türkiye’ye karşı , savaşan konuma gelmişlerdir .
Tabii bu, askersel ve silahlı bir konum değildir .
Aslında, uygulama bundan daha kötü !
Avusturya’dan sonra , Almanya da, Türkiye’ye karşı, silah ambargosu uygulamaya başladı . Tank savar, füze sisteminin, Türkiye’ye satışını durdurdu .
Gerekçe , bu sistemin, Türk Halkına, kullanılma ihtimali olarak, görüldüğü .
Geçmişe, biraz bakalım .
Biraz, zihinlerimizi yoklayalım .
Yunanistan’a, yine, Batılıların desteği ile gelen, Cunta idareleri döneminde bile , silah akışı, devam etti .
Hem de, hibe olarak .
Türkiye’de de , yine bunlar tarafından getirilen, askeri Cuntalar döneminde. Türkiye’ye, silah ambargosunun konulduğu, vaki olmamıştı.
O yılları hatırlıyorum da , masum, kaç insanın hayatından olduğunu. Hapislerde, sorgusuz sualsiz, kaç kişinin can verdiğini, gözlerimin önüne getiriyorum da, o yılları yaşar gibi oluyorum .
O dönemler, Batılıların, Türkiye’de fink attığı dönemlerdi .
“Astığı astık . Kestiği kestik “ dönemler .
O dönemlerde, Türkiye’ye, silah ambargosu konmamıştı .
Çünkü bu güçler , Türkiye’yi, uzaktan kumanda ile oynatma becerisini, elde etmişlerdi .
Türkiye , ne zaman milli menfaatlerini korur duruma gelmişse. İşte o zaman, silah ambargosu uygulanmıştır .
Rahmetli Ecevit , ne zaman, Türkiye’nin milli menfaatlerini korumaya çalışmıştı. İşte o zaman, Batıdan, ABD ‘ den, silah ambargosunu yemişti .
Şimdi, dönen dolap ayni .
Ne zaman ki Türkiye , milli menfaatlerini korumak için, Fırat Kalkanı Harekatına girişmiştir “vay, sen misin giren .“ Derhal , Batı düğmeye bastı .
Silah ambargoları, devreye girdi .
Türkiye’yi, bir müttefik değil de, bir karşıt düşman gibi gören, bu
İttifakların içinde. Türkiye’nin, yeri olabilir mi ?
Sevr paçavrasının rövanşını, her ikide birde, gündeme getirenlerle.
Bir yere , varılabilir mi ?
Varılamayacağı, yıllarca görülmüştür .
AB ile Nato, hemen hemen, ayni Devletlerden .
Geçmişte, Nato’nun, günümüzde de, AB ‘nin. Ne Türkiye’ye, ne de Kıbrıs Türklerine, bir faydası olmuştır .
Aksine, zararı olmuştur .
Üstelik de , Kıbrıs Türklerinin katledilmesi karşısında da, karşı tarafın yanında, yani, katledenlerin tarafında, yer aldılar. Almaya da, devam ediyorlar .
Sn. Erdoğan, bunları, çok iyi teşhis etmiş olacak ki . Batı ile olan ilişkilerde . Halkın, belirleyici rol almasına gidebileceklerinin, sinyalini vermiştir .
AKP iktidarı, iş başına geldikten sonra , verdikleri hiçbir vaat ve sözü, yerine getirmemişlerdir .
Bu, Türkiye’nin, üyelik yolunda olduğu gibi .
Kıbrıs Türk Halkı için, verilen sözlerin, yerine getirilmemesinde de, apaçık ortada .
“AB müzakereleri için, referanduma gidebiliriz “ derken. Sn. Erdoğan, haksız mı ?
Yerden, göğe kadar, haklı .
Alınacak, bir referandum kararı, bence iki ayaklı olmalı !
Bir ayağı, Türkiye .
Bir ayağı da, KKTC .
Eş zamanlı olarak , iki ülke Halklarına. “AB’ni, ister misiniz” diye sorulsun .
Bitmiş bir, AB ‘ni, kimin isteyip, kimin istemediği de, sandıkta belirlensin .
Halkın iradesi, en iyi çözümü ve çareyi, belirler.