Ada TV’de dün, Türkiye’den gelen iki genç konuğu ağırladım. Anlattıkları ve yaşamları Türkiye’nin gençlerine neden güvenmesi gerektiği konusunda en önemli kanıt idi.
Türkiye’de hayır cephesinin “18 yaşında bir çocuk nasıl milletvekili olabilir” sorusuna inat, öyle başarılı bir özgeçmişleri vardı ki, insan TBMM keşke böyle gençlerle dolsa demeden edemiyordu.
Konuklarımdan Samed Ağırbaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gençlik Meclisi Başkanı…
22 yaşında gencecik bir insan… 19 yaşından bu yana bu zor ve ağır görevi üstlenmiş. O kadar başarılı ki, bu kadar genç bir yaşta bu unvanla yetinmemiş, kartvizitine bir de Birleşmiş Milletler İnsani Yardımlar Gençlik Danışma Kurulu Başkanlığı’na eklemiş.
Kendisinden önceki dört başkanın yaş ortalaması 25 iken Samed Ağırbaş’ın 19 yaşında başkan olmasına önce karşı çıkılmış. “19 yaşında bir çocuğu Gençlik Meclisi Başkanı mı yapıyorsunuz” diye itiraz bile edilmiş…
Ancak şu an dünyada en başarılı Gençlik Meclisi Başkanları arasında yer alan Samet Ağırbaş, 20’den fazla ödülü de Türkiye’ye getirmiş. Şu an 2 milyon gence ulaşan Gençlik Meclisi, 20 kulüple adeta onlara rehber oluyor.
Samed Ağırbaş, Meslek Lisesi mezunu. Arkasında ne zengin bir aile, ne de güçlü bir siyasi akraba var. Lise yıllarında okulda kurduğu girişimcilik kulübündeki çalışmalarını anlatırken, İstanbul Milli Eğitim Müdürü’ne yaptıkları ziyaret genç kuşaklara ders gibiydi.
“Dokuz kişiydik, hepimizin cebinden toplam 50 TL çıkmadı. Milli Eğitim Müdürü’ne çiçek alacaktık. Para yetmedi, alamadık” diyen Samet Ağırbaş’ı, arkadaşlarından yükselen “50 liralık adam değiliz, ne işlerle bizi uğraştırıyorsun” sözleri de yılgınlığa uğratamamış. Okul müdüründen aldıkları borçla o ziyareti yapmışlar, çiçeği de almışlar.
Samed’e “Senin başarı hikayen gençlerin 18 yaşında milletvekili olabileceğinin ispatı gibi. Sence gençler 18 yaşında milletvekili olabilir mi” diye sordum…
“21 yaşında İstanbul fetheden bir komutan var tarihimizde, Fatih Sultan Mehmet... Bu referandumda Evet çıkarsa temsilde bir adalet sağlanacak. 18 yaşında evlenebiliyorum. 18 yaşında şirket kurabiliyorum. 18 yaşında dernek, vakıf kurabiliyorum. 18 yaşında kim başbakan olacak, kim cumhurbaşkanı olabilecek diye oy da verebiliyorum. Ama bu kadar şeyi yaparken, devlet bana seçilme hakkını vermiyor. Bu çok yanlış bir durum. Yeni anayasayla gençler 18 yaşında seçilme şansına kavuşacak. Bu devlete çok iyi bir tecrübe getirecek” diye yanıt verdi.
Avrupa’da 25 yaşlarında gencecik bakanlar olduğunu söyleyen Samed, Türkiye’de yetişen gençlerin onlardan bir eksiği olmadığını kaydetti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gençlik Meclisi olarak sadece Kıbrıs’la ilgili bir birim oluşturacaklarını da müjdeleyen Samed Ağırbaş, “Buradaki gençlere geleceklerini planlamaları konusunda rehber olacağız. Bazılarına İstanbul’da büyük şirketlerde ve kamu kurumlarında staj görmeleri konusunda destek sağlayacağız” dedi
Diğer konuğum, KKTC’nin en önemli sivil toplum kuruluşlarından Akademi Kıbrıs’ın İstanbul Temsilcisi gazeteci İbrahim Keleş de bir dönem Kıbrıs’ın suyunu içmiş gençlerden. Şu an İstanbul’da ama Kıbrısla ilgisin hiç kesmemiş. Akademi Kıbrıs olarak, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman’ın Yakın Doğu Üniversitesi’ndeki bir konferansta konuk ettiler.
Onun da anayasa değişikliği konusunda en heyecan duyduğu madde 18 yaşındaki gençlerin milletvekili seçilme şansına sahip olmaları. “Gençlerin biz seçim kampanyası için parayı nereden bulacağız” sorusuna yanıt veren İbrahim Keleş, şunları söyledi:
“Siyaset baronları var. Bu baronlar siyasetin pahalı olduğunu, siyaset yapan insanların zengin olduğunu öne sürüyor. Halbuki her ülkede devlet siyasi partilere propaganda yapabilmeleri için bir bütçe verir. Siz 18 yaşında milletvekili olma birikimine sahipseniz, ilişki içine olduğunuz parti sizi finanse etmek zorunda. Çünkü devlet sizi desteklesin diye o partilere kaynak aktarıyor. Partiler bu paraları hak eden insanlar için harcarsa, 18 yaşında da olsa, 80 yaşında da olsa bir adamın seçilmek için paraya ihtiyacı yok…”
İki genç insanın söylemi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gençlere güvenirken ne kadar haklı olduğunu bize bir kez daha gösterdi. Üstelik o genç insanlar sadece bulundukları ülkelerin gençlerine değil, Kıbrıs’taki gençlere de el uzatmak için çabalıyor.
Umarım 5-9 Nisan’da da Kıbrıs’taki gençler de uzatılan o ele “evet” diyerek karşılık verirler…