Bu akşam BM ev sahipliğinde, ENOSİS kararından sonra liderler ilk kez bir araya geliyor. Bu yemeğin çok lezzetli bir yemek olmayacağı kesin, çünkü liderlerin açıklamaları çok farklı.
Akıncı, “ENOSİS kararı ile yaratılan krizin son bulması, ancak bu kararı bertaraf edecek önlemler alınırsa masaya dönerim”
Anastasiadis, “Bu Kıbrıs Rum tarihinde yaşanmış bir olaydır. Kıbrıs Türk’lerinin kutladığı 20 Temmuz ve 15 Kasım tarihleri de, Kıbrıs Rumları için güvensizliktir. Biz de bunlarımı öne sürelim”
İki taraf da çok fazla açıklamalar yaptı, bazen de çok konuşmak ortamı daha çok gerer, planlanan diyaloğu da çözümsüz bırakır.
Anastasiadis, güven yaratıcı önlemleri masaya getirmeyeceğini bir kez daha söyledi, ancak ne söylediği değil önemli olan, ne söylemek istediğidir. Anstasiadis, müzakerelere kaldığımız yerden, hiçbir şey olmamış gibi başlayalım diyor. Takvim, tarih ve hakemlik olmasını istemiyor. Bu akşam ki toplantıdan da, müzakerelerin başlayacağı umudunu taşımadığını açıkladı.
Akıncı, müzakerelerin öncelikle başlayabilmesi için, masayı dağıtan ENOSİS kararının ortandan kalmasını ve çözümü sağlayacak yeni bir sistemi destekliyor, ucu açık müzakerelere karşı olduğunu çok kez açıkladı. Kaldığı yerden başlamasının çok mümkün olmadığını, bu iki ayın çok önemli olduğunu, çözümün olup olmayacağının belli olacağını belirtti.
BM, yeni bir metot belirlenmeli diyor, çözüme ancak böyle varılacağının altını çiziyor. Anlaşılan şu ki BM Türk tezine daha yakın gibi gözüküyor, ancak belirtmeliyim ben EİDE’YE güvenmiyorum. Geçen hafta Anastasiadis, BM GS Guteres ile görüştü, Guteres çözüm için elimden geleni yapacağım dedi, bin kez böyle açıklama duyduk. Salı günü de Akıncı ile görüşecek, iki liderin buluşmasından sonra olacak olan bu görüşmenin adil olmadığı kesindir. Guteres iki lidere de eşit siyasi koşul da davranmak zorundadır.
Rum tarafı ile EİDE masadan kalkan Akıncı olduğunu çok kez dile getirdiler. Rum tarafını anlarım da EİDE, niye onların sözcüsü gibi davranıyor, menfaati mi var bu da bizde soru işareti. Bu kadar yıllık müzakere tarihi içerisinde BM’NİN tarafsız olduğunu söylemek çok zor, güvenilmez bir yapı BM. AB kriterleri ise Kıbrıs Türk’leri için tam intihar, çünkü bizleri her koşulda koruyan anavatan Türkiye AB de yoktur.