Birçok insan 13 rakamının uğursuzluğuna inanırken. İslam dünyası Cuma gününü mübarek, Hrıstiyanlar ise Cuma gününü uğursuz saymaktadırlar. Öncelikle uğursuz addedenlerin neden böyle bir düşünce tarzında oldukları, üzerinde duracak olursak şöyle anlatmak gerekecek. Kişilerin günlük yaşamlarını etkileyecek düzeyde olan bu inanışlardan 13 rakamına neden lanetli bir gün diyorlar diye araştırdım, bazı bilgilere ulaştım. Her konuda bir efsane var derler ya. Bu konuda da bir masal olduğunu okudum. Konu İskandinavya'da geçiyormuş. Mitoloji Tanrı'larının varlığı olduğuna inanılan zamanlar. Güzellik tanrısı Balder. Evinde vereceği bir davete on iki kişi davet eder. Yalanların ve hilelerin tanrısı Loki bu davete gitmek ister ve 13. kişi olarak davete katılır. Davette Balder'i öldürür. Bu mitolojik hikaye İskandinavya'dan Avrupa'nın Güney'ine doğru yayılır. Üstelik Hristiyan din adamları tarafından da kabul görür. Hz. İsa ise her gün 12 havarisi ile gezmekte beraber yemek yemektedir. Bir yemeğe hain Judas 13. kişi olarak katıldıktan sonra İsa çarmıha gerilir. Bu hikayelere dayanarak Hristiyanlar normal yaşamlarında bile 13 kişi bir araya gelmemeye gayret gösterirler. Kapılarına 13 Numara vermezler, bu inanışlarda olan bazı uçak şirketlerinin uçaklarında 13. koltuk sırası yoktur. İnşatlarında yaptıkları Apartmanların 13. katına 12 A ile kat sayısı vermektedirler. Hatta hatta her ayın 13. gününü çarşı, alış veriş gelirleri. Alış verişe çıkmadıkları için düşük olduğu söylenir. Bence bütün bunlar batıl inanışların birer hikayesi olmakla beraber okuduğumuz zaman ilgimizi çeken konular olduğunu görüyoruz. Şahsen ben 13 rakamını özellikle nişan, nikah ve düğün tarihim olarak belirlediğimde hiç aksini düşünmedim. Hristiyanlar Cuma gününü de uğursuz bir gün olarak görüyorlar nedenleri ise Hz. Nuh. Zamanında, sellerin cuma gün olduğunu ayrıca Hz. İsa'nın çarmıha gerildiği günün de Cuma olduğu olarak sıralıyorlar.
Biz Müslümanlarda ise Cuma'nın önemi büyüktür. Cuma birlikte olmak ve toplanmak anlamındadır. Adeta bir bayram günü gibi kabul edilmektedir. Cuma günü, haftalık ibadetlerini eda ederken yapılan duaların kabul edildiği inancı her zaman Müslümanların inançlarının yüreklerindeki yeri olmuştur. Hz. Muhammet Peygamberimizin döneminden günümüze kadar Cuma namazı Müslümanlarca kılınmış ve bunun farz olduğuna ilişkin herhangi bir ihtilafa düşülmemiştir. Cuma namazı sosyal dayanışma ve kaynaşmaya vesile olan bir ibadet şekildir. Aile albümlerimiz halen birçok evde nostaljik konumunu muhafaza etmektedir. Albüm sayfalarında bulduğum 1930 yılına ait bir fotoğrafta öğrenciler arasında soldan bakıldığında bayrağın yıldızı altındaki babam Hüseyin Özdemir'in 12 yaşındaki fotoğrafını ve öğretmenleri ile din hocalarını gördüğüm zaman bizlerin de Lefkoşa'da Atatürk İlkokuluna gittiğimiz yıllarda her Cuma günü saat on birde camiye gitmek üzere sıraya girdiğimiz günleri hatırladım, hatırlanmasının bile insana, huzur veren ve insanın duaların içinde olduğunu bir kez daha kavradım. Cuma gününün erdeminde, nimetinde ve duasında olmanın huzurunun ülkemize daha müreffeh günlerin getireceğine olan inancımızın kıymetinde olduğumuz gündeyiz. Şükründeyiz. Sağlıklı günler hepimizin olsun...