Cılkını çıkartmak bu olsa gerek.
Ülkede üniversite açma izinleri kapişarı dağıtılmaya devam ediyor.
Neye göre veriyorlar bu izinleri? Hangi kriterleri esas alıyorlar?
Bilmiyorum.
Ama ilmi ölçütlerin aranmadığı kesin.
İktidara yakın durmak sanırım aranan ilk kriter.
Sahi bir üniversiteyi açmak için neler yapmak lazım.
Finansal kaynak tabi ki ilk aranan.
Verilecek mali referans önemli.
Peki ne kadar bir finansal kaynak gerekiyor,
Sonra bina, ya da kampüs alanı.
Onun için de ayrı bir finansal kaynak lazım tabi.
Bir de açılacak bölümlere göre akademik kadro oluşturulması var.
Tabi bunun için de ciddi paralar lazım.
Velhasıl üniversite açmak öyle şıp diye olmuyor diyeceğim ama görüyoruz ki şip şak açma izinleri veriliyor arka arkaya.
Şimdi buradan iki sonuç ortaya çıkıyor.
Gerçekten üniversite açmaya çalışan sermaye grupları var ki bu grupların bir üniversiteyi açacak finansal kaynakları da mevcuttur ve bu sektöre yatırım yapıyorlar
Bir de bu işin simsarları oluştu ki, bir üniversite açacak finansal kaynağa sahip olmadıkları halde üniversite açma izinlerini hatır gönül eş ahbap çavuş partili ilişkileri ile alıyorlar, sonra da başkalarına güzel fiyatlarla haksız kazançlarla satmayı amaçlıyorlar.
Kolunu kıpırdatmadan alınan izinler ve astronomik fiyatlara devredilen ve/veyahut satılan haklar (üniversite açma izini)
Tabi gelsin paralar.
Taş atmadan, kol yorulmadan.
Edindiğim bilgiye göre mevcutlara artı 7 üniversite açma izninin daha verildiği yönündeydi.
Bilgiyi veren kaynağım bu rakamın daha da artacağını çok kesin bir dille ifade etmişti.
Yaptığım araştırmada benim ulaştığım sonuç bu.
Peki, hangi makam veriyor bu izinleri?
Tabi ki Eğitim Bakanlığı.
Yani bir başka deyişle siyasi irade.
Peki, kim denetliyor bunları?
Sözde YÖDAK.
Siyasi iradenin tahakkümündeki YÖDAK.
Hoş elbette kriterlere uyuluyorsa bu izinler verilebilir de, bu kriterleri kim ne kadar ciddiyetle dikkate alıyor.
Bu yönde bir planlama var mı?
Bu izinler ranta göre mi veriliyor?
Eş dost siyasi ilişkiler akraba vs.
Gibi çıkara dayalı olarak mı dağıtılıyor?
Kısa ya da uzun vadede bir yüksek öğretim planlaması mevcut mu?
Bu hangi temelde değerlendiriliyor?
Kaldı ki öncelik kar amacına dayalı üniversite açma izinlerini bir şekilde alıp, satarak veyahut devrederek haksız bir kazanç elde etmekse burada eğitimden, üniversitelerden, kaliteden söz etmek mümkün mü?
Elbette değil.
Bu lakayıtlık böyle devam ederse uzun vadede adanın yüksek öğretim imajı da zedelenecektir.
Bu durumda gerçekten bu işe emek veren, gece gündüz çalışıp duran ortaya öz sermayesinden ciddi paralar koyan, kalite için çırpınıp duran yatırımcılara da haksızlık yapılmıyor mu?