Görüşmelere yeniden başlarken, Enosis nedeni ile masadan uzaklaştıktan sonra yeniden masaya gelme gerekçemiz Rum meclisinden Enosis plebistinin kaldırılması olarak basında yer buldu. Özellikle Türkiye medyası ve bir kısım Kıbrıs Türk yazılı ve görsel basınında “biz bunu Rumlara kabul ettirdik ve kazandık” şeklinde bir algı yaratıldı! Bu şekilde Cumhurbaşkanımız bir başarı elde etmiş ve tekrar masaya dönme noktasında ikna edilmiş oldu!
Bu şekilde biz değil, ama Rumlara tükürdüğünü yalattık! Artık çok şükür adamızda Enosis diye bir olgu yok ve biz Kıbrıslı Türkler güvendeyiz!
Sonuçta görüşmeler başladı. Hatta ileriki görüşme tarihleri de belirlendi. Zaten başlayacağını 3 hafta önceki “Görüşmelere Yeniden Başlıyor” başlıklı yazımda belirtmiştim. Naçizane bir tahmin gibi görünmekle birlikte, bu gerekçeyle masadan kaçan taraf olarak politikamızı sürdüremezdik. Siz Avrupalıya, Amerikalıya masadan ayrılma nedeni olarak “Enosis” gerekçesini yutturamazsınız. Enosis üzerinden, her iki lider de kendi iç siyasetinde bazı kazanımlar elde etmeye çalıştı, diğer bir ifadeyle aslında bu oynanan bir oyundu! Sayın Akıncı, Cenevre’de başta harita olmak üzere verdiği ödünlerden dolayı bir şekilde sağ kesimin gönlünü alması gerekiyordu! Zira verilen ödünler karşılığında Cenevrede neleri alamadığımızı herkes biliyor; Dönüşümlü Başkanlık, AB Birincil Hukuk, Mülkiyette kriterler, Türkiye”nin garantisi...Annan planında bile %29 rakamına yakın bir rakama gerilediğimizde Dönüşümlü Başkanlık ve Türkiye”nin garantisi vardı. Yeni başlayan müzakere sürecinde eli güçlü değil.
Lakin Daha sonra işin gerçeği ortaya çıktı, Enosis plebistinin kutlanmasının yetkisi Meclisten alınıp Rum Eğitim Bakanlığına veriliyordu.
Peki Rum tarafında Eğitim Bakanlığı kimin kontrolünde? Tabi ki klisenin...
Rumlar, istediği gibi topu ordan oraya aktarırken, biz de zafer kazandık edasıyla görüşme masasındayız...
Madem ki bir blöf yapacaktık ve masadan kalkacaktık, tekrar otururken önemli kazanımlar elde ederek oturmak vardı! Biri çıkıp sorsaydı; Enosis kutlamasının meclisten kaldırılmasını mı tercih ederdin, yoksa tekrar masaya otururken müzakerelerin ucu açık devam etmeyeceği, bir takvimle belirlenmiş ve 11 Şubat ortak açıklamasında ifade edildiği gibi “yapılandırılmış ve sonuç odaklı” olması yönünde ortak bir karar üreterek bu seferki görüşmelerin bir takvimle yeniden başlaması mı derdiniz? Benim cevabım ikincisi olurdu. Zaten müzakereler bir zaman sınırı içinde bir sonuca ulaşmaz ise, her iki tarafta özgürce kendi yoluna devam edecek. Rumlar da o zaman ebediyen Enosisi kutlasınlar, ne fark eder!
Varsın ilkokuldan üniversiteye kadar her kesimde sabah akşam Enosis okutsunlar, şenlikler yaparak kutlasınlar! Zaten adamların hep kafasında olan bir gerçeklik değil mi bu? Sözde Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı yanında Yunan bayrağı dalgalanmıyor mu? Bu tip bir uygulama başka herhangi bir AB ülkesinde yoktur.
Enosis fikrinin silinmeye çalışılması, hem de Kıbrıs Türk liderin bunun için mücadele etmesi Kıbrıslı Rumları Enosis ülküsünde bir araya gelmesini daha da pekiştirecektir. Kilisenin de desteğiyle şimdi Rum Eğitim bakanlığın daha da organize bir şekilde Enosis kutlama ve etkinliklerini organize edeceği kuvvetle muhtemeldir.
2004 Referandumundan sonra Kofi Annan güzel söylemişti; Kıbrıslı Rumlar ne zenginliklerini ne de yönetimi Kıbrıslı Türklerle paylaşmaya hazır değiller. Aradan 13 yıl geçti! Kıbrıs Rum tarafının bu konudaki iradesi 2017 yılında artık son kez olmak üzere test edilmeli. Doğal ve ucu açık takvim işliyor ve biz sanal Enosis kararı ile avunmaya devam ediyoruz...