Enosis plebisitini kutlama kararının ardından yaşanan gerilimi ara formülle aşmaya çalışan Rum yönetimi, yine eline ayağına hakim olamıyor.
Nasıl mı?
Rum Meclisi tarafından onaylanan ve Güney Kıbrıs’taki okullarda kutlanacak anma günlerinin belirlenmesi yetkisini Rum Meclisi’nden alarak Eğitim Bakanı’na veren yasa tasarısı, Anastasiadis tarafından imzalanmadı.
Rum lider bu tasarıyı imzalamayarak Yüksek Mahkeme’ye göndermeyi seçti.
O yüzden Rumlar Enosis plebisitiyle ilgili yine eline ayağına hakim olamıyor diyorum.
Çünkü yaklaşan 2018’deki başkanlık seçimleri hepsinin kimyasını bozdu.
Anastasiadis’in bu tutumuna başta AKEL’den olmak üzere sert tepkiler de geldi.
Kiprianu Anastasiadis’e, “Tek derdi seçimler” diye isyan etti.
Rum liderin çelişkili tavrı, Güney’de bile tartışma yaratıyor.
Cumhurbaşkanı Akıncı ve müzakere heyeti de Anastasiadis’in bu çelişkili tutumunun farkında.
Seçim yaklaştıkça çözümden uzaklaşıldığını her fırsatta ifade ediyorlar.
Rum liderin Enosis plebisitiyle ilgili kararı bertaraf eden yasayı imzalamayarak Anayasa Mahkemesi’ne göndermesi, kafamıza dank etmesini sağladı.
Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Böylece Rum lider Kıbrıs Türk halkının hassasiyetlerine önem vermediğini de bir kez daha göstermiştir” dendi.
Masadan kaçan, ya da masayı dağıtan taraf olmamak için 2, 11 ve 17 Mayıs tarihlerinde yapılan müzakerelere katılacağını açıklayan Akıncı, son gelişmelerin umut kırıcı oluğunu açıklamaktan çekinmiyor.
“Açık bir gerçektir ki sonuca varmak tek taraflı iyi niyetli çabalarla mümkün değildir. Bunu tüm çözüm yanlılarının görmesinin zamanı gelmiştir” denerek yapılan açıklama, Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan çok realist bir çağrıdır.
Kimsenin Akıncı’yı çözüm karşıtı olarak suçlaması mümkün olmadığına göre, her ne şart altında olursa olsun çözüm diye tutturanların durumun vahametini bir kez daha düşünüp anlamaları gerekiyor.
Müzakere denen tiyatro mayıs ayındaki üç toplantının ardından kuvvetle muhtemel rafa kalkacak.
Artık herkes bu yaşananları görüp, birbirini suçlamaktan vazgeçsin.
Akıncı’nın anladığı gerçeği tüm “çözüm yanlılarının” da anlamaları gerekiyor…
Başpiskoposun da anlayalım diye Türkçe ifade ettiği gibi “Çözüm mözüm yok…”
En azından kısa vadede yok…
Herkes artık hesabını buna göre yapsın, müzakere masasında kaybettiğimiz enerjiyi iç sorunlara yönelterek, toplumun dertlerine odaklanalım…
Bunu yapmak için müzakere, çözüm vs. beklemeye de gerek yok.
Hemen bugün başlayabiliriz…