Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası aldığı eylem kararını dün yürürlüğe soktu.
Artık acil hasta sevkleri dışında ada genelinde hiçbir Sağlık Kurulu toplantısı yapılmayacak.
Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde ise acil ameliyatlar dışında hiçbir ameliyat olmayacak.
Allah’tan acil ameliyatlar için bir açık kapı bırakmışlar, yoksa Allah korusun trafik kazasında ağır yaralanan bir hasta için “Şu an eylemdeyiz, bakamayız” da diyebilirlerdi.
Bu kadarlık bir esneme payı için şükretmeli miyiz, bilmiyorum.
Bildiğim tek şey bu eylemde çok ağır politik hesaplar, bu yönde planlar olduğuna yönelik derin kuşkulardır.
Tıp-İş Başkanı Dr. Sıla Usar, “İkinci iş değil, özlük haklarımızın iyileştirilmesini, hastanelerin tam donanımlı hale gelmesini istiyoruz. ‘İkinci iş için eylem yapıyorlar, bunlar siyasi eylemlerdir’ diyen hükümet yetkililerini de, bize çamur atan bazı meslektaşlarımızı da sükunete davet ediyoruz” dese de bu eylemdeki tek amacın hükümeti köşeye sıkıştırmak olduğu aşikardır.
Sağlık Bakanı Sucuoğlu’nun yılların dağ gibi biriken sağlık sorunlarına yönelik hamlesi birilerini öyle rahatsız etmiş olmalı ki, iş çığırından çıkmaya doğru gidiyor.
Belli ki ameliyat olamayan, hastanede işini göremeyen vatandaşın öfkesini hükümete çevirmesini hesaplayan kimi çevreler, bu eylemi bütün gücüyle destekliyor.
Bir yıl içinde bir seçimin kaçınılmaz olduğunu düşünürsek, hükümeti zora düşüren bu tür eylemlere muhalefetin destek vermesini de bir ölçüde anlayabiliriz.
Ama ben durumu vatandaş açısından kabul edilemez buluyorum.
Ameliyat olması gereken bir hastaya, “acil vaka değilsin eylemin bitmesini bekle” demek bana göre hekimlik mesleğinin etik anlayışıyla pek bağdaşmıyor.
Dün eylem kararını açıklarken, “Hastanedeki eksiklikleri sayacak olsam Nalbantoğlu’ndan Dipkarpaz’a yol olur” diyen Tıp-İş Başkanı Sıla Usar’ın ameliyatları paydos ederek hangi eksiği tamamladığı konusunda endişelerim var.
Ya da böyle bir karar sağlık sisteminde aksayan yönlere ne gibi bir fayda sağlar düşünmek lazım.
Elbette sağlık sisteminde aksayan yanlar olduğunun farkındayız. Ama bu noktaya üç beş yılda değil, 30-40 yılda geldiğimizin de bilincinde olmalıyız.
Ben de Sağlık Bakanı Sucuoğlu’nu Ada TV’de konuk ettiğimde, “Siz Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’ne ailenizi, yakınınızı götürür müsünüz” diye sormuş bir gazeteciyim.
Dolayısıyla buradan kimseye yaranma derdimin de olmadığını bilinmesini isterim.
Ancak sağlıkta yılların devasa problemlerine ilk kez bir neşter vurulduğu da ortadadır.
Sağlık şakaya gelmez. Elbette en iyisi, en mükemmeli olmalıdır.
Ancak bunu isterken yapılan eylem biçimi de önemlidir.
KKTC’yi ameliyat masasında bırakan hiçbir eylemin haklı geçerliliği olamaz. Bu böyle biline…