Öncelikle çalışan kesimin bayramı olan, 1 Mayıs’ı tüm kalbim ile kutluyorum. Çalışan insanlar üretenlerdir, sınıf ayrımcılığına ben karşıyım toplumlar içerisin de insanlar görevleri ile var olur. Çalışan, üreten hizmet veya ürün fark etmemeli. Esas olan her çalışanın karşılığını alabilir olmasıdır, maalesef günümüz Dünya’sı adaletsizlikler ile boğuşuyor.
İnsanlar çalıştıklarının karşılığını almazken, az gelişmiş ülkelerde başta Ortadoğu olmak üzere, korumasız insanlar, kadın çoluk çocuk demeden, terör belası ile katlediliyorlar. Böyle bir Dünya içerisinde 1 Mayıs kutlanıyor, bir umut, bir ümit yarınlara. En çok mağdur olanda her zaman ki gibi çocuklar, gelişmiş ülkeler en büyük silah tüccarları.
En çok insan hakkını savunan da bu gelişmiş ülkeler, ancak uygulamalarını gözden geçirdiğimiz zaman, ülkeleri kana boyuyorlar, çıkarları yüzünden bunu önlemenin yolları var mı? İnsan sevgisi diyoruz da, bu haksızlıkların ve adaletsizliklerinin önüne geçemiyor. Sevgi saygı karın doyurmuyor diyorlardı, şimdilerde ise can kurtaramıyor.
Ülkemizde 1 Mayıs’ı kutlarken, özellikle çalışanlar için kurumsal yapıların gelişmesi gerekiyor. Özel sektör çalışanları, devlette çalışanlar açısından daha korumasızdırlar. Haklarını ararken özel sektör çalışanları, kurumsallaşmanın yetersizliğinden daha az koruma altındalar. Devletin, özel sektör çalışanlarının başta sendikal hakları olmak üzere birçok hakları ile ilgili daha çağdaş önlemler ve kurallar getirmelidir. KKTC çok küçük bir ülke, örnek bir devlet olabilir, ancak olamadık.
Halkımızın daha güçlü olabilmesi için, önce çalışan kesimde karşılıklı adalet kavramının kabul edilebilir olması gerekir. Çalışanın hakkı olduğu gibi çalıştıranın da hakkı vardır, bu olguyu yaşatabilen toplumlar, başarıyı sağlayanlardır. Devlet bu konuda çok güçlü olmalıdır, düzenlemeli ve kontrol edebilir olmalıdır. Bunun yolu siyasi mekanizmaların doğru çalışmasından geçer, biz gerçek anlamda bu mekanizmaları çalıştıramadık.
KKTC de yaklaşık 80.000 özelde çalışan, 17.000 devlette çalışan, iş gücü var. Gelir dağılımı ve özlük hakları açısından burada bir adaletsizlik olduğunu kabul etmeyen yoktur. Kimse bize sihirli değnek ile dokunmayacak, çözümü kendi içimiz de bulmak zorundayız, 1 Mayıs kutlu olsun.