Kıbrıs Türkü’nün varoluş mücadelesini simgeleyen Beşparmak’taki bayrağımız yine birilerini rahatsız etti ki, bir yerden düğmeye basılmış gibi yine harekete geçtiler.
Güney’de geçen hafta 'Beşparmak dağlarındaki bayrağı kaldırın' başlığı ile başlatılan imza kampanyasında 10 bine yakın insan imza attı.
Change org. üzerinden başlatılan imza kampanyasında, “Bir başkasının ülkesini silahlarla işgal etmek ve bu zulmü bayrakla vahşet çığırtkanlığıyla süslemek yasa dışıdır. Bu insan haklarına aykırıdır” deniyor.
Yani onlara göre Kıbrıs Türkü, Rumların vatanını işgal etti. Burası onların vatanı, bizler de onların kiracılarıyız.
Üzücü olan bu fikre ne yazık ki bizim içimizden de destek verenlerin çıkmasıdır.
Ama bir grup vatansever Rumların kampanyasına, bir başka imza kampanyasıyla cevap vermekte gecikmedi.
“34 yıldır inmedi, inmeyecek” başlığıyla yapılan karşı kampanyada “Dağdaki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayrağını sildirmek isteyenlere cevabı en güçlü şekilde vermeliyiz. Kıbrıs Türkü 1950'lerden beridir yaşadığı zulüm ve ayrımcılığı bayrağını indirerek ödüllendirmeyecektir. Aksine onu daha da yüceltecektir. 34 yıldır gönderde dalgalanan bayrağımız oyunlarla indirilemez” ifadelerine yer verildi.
Kampanyayı başlatanlar, herkesi bildiriye imza atmaya davet ediyor.
Aslında bu bayrak rahatsızlığı yeni değil.
1987 yılında yapılan 12 futbol sahası büyüklüğündeki bayrak, Güney’e karşı ışıl ışıl parlarken, uzaydan bile görünüyor.
Rum lider Makarios, Beşparmak’daki KKTC bayrağıyla ilgili “Bu bayrak bizi çok rahatsız ediyor. Balkona her çıktığımda alnımda hissediyorum” demiş.
Merhum Cumhurbaşkanı Denktaş’ın cevabı ise “O zaman sen de balkona sırtını dönerek çık” olmuş.
Rahatsızlık ondan sonraki yıllarda da sürmüş.
2000’li yıllarda AB Komiseri Olli Rehn, Beşparmak Dağları’nda bulunan KKTC ve Türkiye bayraklarının çevreye zarar verip vermediğini sorgulamış, bununla ilgili geniş çevreci (!) araştırmalar bile başlatmıştı.
Rumların niyeti belli. Elbette o bayrağın inmesini isterler. Çünkü Kıbrıs Türkü’nün burada azınlık olarak istiyorlar.
Benim sözüm o bayrağın inmesini savunan içimizdeki aydınlara.
O bayrak inerse KKTC de biter.
Sorarım size, “Her fırsatta çözüm olmazsa KKTC yoluna devam eder” derken, bayraksız bir KKTC mi öngörüyorsunuz?
Bayraksız bir devlet olabilir mi?
Bayrağından utanan bir millet olabilir mi?
O bayrağı her vatanseverin gururla göğsünde taşıması, gerektiğinde dağa taşa kazımasından daha onur verici ne olabilir?
O bayraktan utananların KKTC’ye inançları olmadığını düşünüyorum.
İnançsız bir toplum, bayraksız olur.
Bayraksız bir toplum da yok olmaya mahkumdur.
O yüzden çocuklarımızın bu vatanda bir geleceği olması için, o bayrağa sımsıkı sahip çıkmalıyız…