İçimizdeki çocuk hiç ölmesin

İnanç, insanın yapacağı işte başarılı olması için hissettiği çok önemli bir duygudur.

İnanç, insanın yapacağı işte başarılı olması için hissettiği çok önemli bir duygudur. Her aile evlatlarının ileride kendilerine göre en iyi yere geleceklerine olan kuvvetli inançları sayesinde onlara bebekliklerinden itibaren yetiştirirken, özenle davranırken, bu inançlarını her zaman dile getirirler. Bunu sözleriyle de günde kaç kez tekrarlarlar. Sözlerinin içeriğinde, erkek çocuk olsun, kız çocuk olsun , 'benim çocuğum büyüsün de adam olsun ' şeklindedir bu kalıptaki sözleri kullanmayan ev, söylemeyen anne baba var mı? Hiç sanmıyorum... Hepsi söyleyendir...
Çocuk yetiştirmek önemli olduğu kadar kutsal bir görevdir. Her Çocuk ayrı bir ilgi ayrı bir sevgi şekliyle kendini sizde bulandır. Çocuk sevgisi genelde sizin çocuğunuz olsun veya olmasın onlardan esirgemeyeceğiniz ve her halükarda sevgi dolu davranışlarınız ile gösterdiğiniz bir tezahür...
Kendi çocuklarınız olsun, çevrenin çocukları, akraba çocukları bir yana, hiç tanımadığınız halde herhangi bir yerde, markette, parkta, alışveriş merkezinde, televizyon reklamlarında olsun, filmlerde olsun, gazete sayfalarında olsun gördüğünüz çocuklara sizlerin ilk bakışta verdiği tepki güzel bir tebessüm ile sevgi dolu bakışlar ve bakışlar ile ağzınızdan çıkan Allah’ım nazarlardan korusun deyişi değil midir? Aynen bu sözler içtenlikle yapılan bir temennidir.
Kendi çocukluğumuzdan başlayarak mahalledeki çocuklar ile birlikte olmak, mahallemizdeki çocuklar ile oyunlarımız, ders çalışmalarımız, beraber okula gidişlerimiz, okulda tanıdığımız arkadaşlarımız hep hayatımızda varlığını sürdürenlerdir. Bu anılar nefes aldığımız müddet bizle ileriye taşınan duyguların sevgi yumağı olmaya da devam edecektir. Daha sonrasında kendi çocuklarımız, onların arkadaşları, bugüne gelişleri herkesin kendine göre bir iş sahibi meslek sahibi olarak toplumda çeşitli kurumlarında çalışmaya başlamış olmaları hep geçen süreçte yaşanmışlıkların büyüyen sonuçlarıdır...
Kaç yaşında olursa olsun bazen çocuklarınız sizi onların çocukluk ve arkadaşlık dönemlerinin önemine yeniden götürür. O yılların verdiğin sıkı arkadaşlık duygularının belki de bugün onların da kalplerinde var olan arkadaşlık sevgisini bir kez daha ana yüreğinizde hisseden olursunuz. Geçenlerde evlilik kervanına katılan Lefkoşa Belediye Başkanı Mehmet Harmancı' nın düğün günü vardı. Mehmet Harmancı oğlumun arkadaşı ve elim bir trafik kazasında kaybettiğimiz oğlum Özdemir 'in, her gün birbirlerini görmeden duramayan okula beraber gidip gelen arkadaşının kardeşi... Mehmet'in düğün gecesi oğlum evden çıkarken düğün törenine gitmem gerek, geç oldu ama mutlaka gideceğim derken, Mehmet, arkadaşım Mustafa Harmancı’nın kardeşi mutlaka gitmeliyim derken onun duygularında, duygulanmamak elde değildi. Düğüne gitmek gerekçesi her şeyin ötesinde trafik kazasında kaybettiği bir arkadaşına karşı ve ailesine karşı duyduğu derin dostluğun ve arkadaşlığın ifadesiydi. Yıllardan sonra böyle bir cümleyi duymak çok anlamlıydı...
Çocuklar olarak okul, mahalle, komşu arkadaşlıklarını unutmayanlar olarak bugünlere geldik... Lefkoşa’da mahallede torunlarımızın kazandığı arkadaşlıkları da gördük... Özel'in her okul gelişinde otobüsünün kapısında, kendisini bütün mahalle çocuklarının beklediklerini günler vardı.
Muhammed, Ahmet, Ceren ve daha nice çocuklar... Hepsi bizim evde idiler, onlarla oyunlar kurulması, hazırladığımız yiyeceklerin beraberce yenilmesini, Özel’in kendine alınan okul malzemelerinden onlara da alınması için gösterdiği, çaba, sevgi hep beraber çarşıya çıkışlar, okul için gerekli her şeyin kendisini alındığı gibi onlara da alınması ile yaşanan muhteşem bir dayanışma... Aradan yıllar geçti, hala daha devam eden iletişim ve bu iletişimin duygusal durumları...
İnsan kaç yaşında olursa olsun içinde bir çocuk ruhu mutlaka var olandır... Bu köklü inançların eskiden bugüne yansıması halidir... Çevrenizde mahallenizde komşuluk ilişkilerinde, her zaman ön planda, arkadaşlıklarda sevgi saygı vefa olduğu müddet, güven kendini, yaşamınızın her aşamasında belli edecek olandır... İnsani duygularımız ise çevremize iyilik yönünde olacaktır... Kimsenin kimseyi insani duygularında yargılamaya ve yanlış algı yaratmaya hakkı olmadığı günlerdeyiz... Nasıl derlerse desinler, insan kendini bildikten sonra başkalarının ön yargılarının hiçbir geçerliliği yoktur...
Bu haber 1658 defa okunmuştur

:

:

:

: