Doğru program, doğru konuk

Rahmetli babam, fikri olmadan zikri olunmaz derdi.

Rahmetli babam, fikri olmadan zikri olunmaz derdi. Bunu gençlerin anlayacağı dil’e “ Bilmeden Konuşma “ diye çevirmek mümkün. Gerçekten, bir konuda bilgi sahibi değilseniz, o konuda konuşmamak lazım. Çünkü sonunda herkes tarafından “ ti’ye alınmak” da var.

Buna rağmen, ortalık, hele hele ekranlar bilmeden konuşanlarla doldu taşıyor. Kıymeti kendinden menkul bu arkadaşlar, kimler tarafından keşfedilip, ekranlara getiriliyor bilemem ama söyledikleri beni dehşetler içinde bırakıyor

Sunucular bir başka alem. Herhangi bir konuda bir grup uzmanı toplamışlar konu tartışılacak. Ama ne mümkün. Sunucunun konuşmasından katılımcılara zaman kalmıyor. Geçenlerde saat tuttum ve çok güldüm. İsmi lazım değil bir hanım sunucu 3.48 dakika konuştu soru sordu ve karşısındakiler aptalmış gibi bir de ne sorduğunu, ne sormak istediğini uzun uzun açıkladı. Sonra ne dese beğenirsiniz. “Şimdi lütfen kısaca cevap veriniz.” 3.5 dakikalık soruya kısa cevap…

Her neyse. Bugün üzerinde durmak istediğim esas mesele, konuların ele alınış biçimiyle ilgili. Medya en son ne olduysa onu tartışıyor. Örneği Rahmetli Aziz Nesin’in bir hikayesinden verelim. Soru “ Kedi niye sokağa kaçtı ?” Konuşmacılardan da sadece bu kapsamda cevap bekleniyor. “Korktu.“ Oysa bu kadar basit değil ve böyle cevap verdiğiniz zaman konuyu açıklamış olmuyorsunuz. Şayet Aziz Nesin’in dediği gibi Bakan’ın Genel Müdür’e kızdığını ve fırçaladığını, Genel Müdürün bu kızgınlıkla şube müdürüne bağırdığını, Şube müdürünün o sinirle şef’i hırpaladığını, şefin hırpalandıktan sonra memura kızdığını, memurun odacıya bağırdığını, odacının eve gidip karısını dövdüğünü, kadının dayak yedikten sonra küçük oğluna tokat vurduğunu, oğlanın da tokadı yedikten sonra kediye tekme attığını ve kedinin de bu nedenle sokağa kaçtığını anlatmazsanız, kedinin niye sokağa kaçtığını tam olarak izah etmiş sayılmazsınız.

Şimdi tekrar başa dönersek. Sunucu konuyu çalışmamış. Katılımcıların konuşmalarından soru çıkarmaya çabalıyor, bu nedenle soru uzadıkça uzuyor, katılımcı ya sınırlı bilgiye sahip, bu nedenle yüzeyde dolaştıkça dolaşıyor, konuyu özümleyemediği için de sonunda işi politikaya bağlayıp kurtuluyor, yada katılımcı gerçekten derya, tam “ oh adam gibi bir yorum, bir yaklaşım dinleyeceğiz “ diyorsunuz, bu sefer sunucu sözünü kesiyor. Çünkü amaç bir taraftan bir konuyu tartışmaksa, diğer taraftan da konuyu kaşıyıp sansasyonel bir şeyler çıkarmak.

Bu nedenle, tartışma programlarında şayet katılımcılara yeterli süreler verilmeyecekse, gerçekten konunun uzmanları konuşturulmayacaksa ve sunucu program öncesi konu üzerinde detaylı bir çalışma yapmayacaksa, yapmayın kardeşim şu tartışma programlarını.
Bu haber 2483 defa okunmuştur

:

:

:

: