Geçtiğimiz günlerde Meclise getirilen ‘’Taşınmaz Hazine Malları (Kiralama ve Değerlendirme) Yasa tasarısı ile kiralama süresini uzatılması ile ilgili BAKAN YETKİSİ’nin YETERLİ sayılmasına ilişkin düzenleme talebine muhalefet kanadından itirazlar olmuş ve Serdar Denktaş bu tasarıyı geri çekmek durumunda kalmıştı.
Bu tasarıyı getirmekteki niyet neydi? Derken şimdi de ortaya bazı bilgiler çıktı.
Metehan Bölgesindeki arazinin bir üniversiteye kiralanması.
***
Özellikle son birkaç yıldır devletin olan, halkın olan, kamu arazileri, deniz sahilleri, alçak orman arazileri, arkeolojik sit alanları artan bir şekilde kiralanmaya, dağıtılmaya devam ediyor.
Peki bu kamu arazilerin, deniz sahilleri, alçak orman alanları, arkeolojik SİT alanları kimin?
Bunlar halkın, bunlar bizim, bunlar çocuklarımızın.
Devletin, kamunun.
***
Halkın malı olan bu yerler gerek özel kişilere, gerekse yatırımcı adıyla yatırımcıya veriliyor.
Araziler, deniz sahilleri, alçak orman arazileri, sit alanları.
Bunlar çocuklarımıza miras bırakacağımız, nefes alacağımız yerler.
Bazıları küçük küçük veriliyor, bazılarıysa büyük büyük, dönümlerce.
***
Her tarafı yapılaştırıyoruz.
Yapılaştırarak nefes alamaz hale getiriyoruz.
Kiralıyoruz. Özele kiralıyoruz, şirketlere kiralıyoruz.
Üstelik de ihalesiz olarak.
***
Rum’dan kalanlar bitti ya!
Bugün bu ülkede 1974 sonrası ikinci büyük yağma dönemi yaşanıyor.
Kamuya ait, devlete ait, halka ait yerler, araziler artan bir şekilde dağıtılıyor, kiralanıyor.
Bu kiralamaların anlaşmalarının mantığını anlamak mümkün mü?
***
Bugün; kamu arazilerinin her gün birilerine çeşitli gerekçelerle kiralandığını duymaktan halk artık infial içine girmiştir.
Bir gün Yavuz çıkarma plajı, bir gün Bedis piknik alanı, bir gün Kumyalı’daki arazi, bir gün Bafra’daki arazi derken, bugün, Metehan Bölgesindeki arazi.
Şimdilerde; Ekonomi Bakanının babası, Maliye Bakanının oğlu,
3. Cumhurbaşkanının kızı…
***
Yasa dışı kılıf uydurmalar, kamu yararına olmayan anlaşmalar her gün gündemde.
Peki, eşitlik ilkesi bunların neresinde?
Peki, Anayasaya uygunluk bunların neresinde?
***
Kamuya ait arazilerin, sahillerin, sit alanlarının, alçak orman arazilerinin fütursuzca, umarsızca bu şekilde dağıtılması bugün artık ülkemizin çöküntüye doğru gitmekte olduğunun bir göstergesidir.
***
Yatırımcıların elektik borçları siliniyor bir taraftan.
Yatırımcıların vergileri bağışlanıyor diğer taraftan.
***
Devlet olarak da, yönetim olarak da ülkenin geleceğinin altı kazılıyor.
Kazılıyor da biz ne yapıyoruz?
Öyleyse, bunlara dur demenin zamanı gelmedi mi artık?