Bugün Akıncı – Çavuşoğu görüşmesinden çıkan sonuç bu oldu, Türk tarafı haklı ve çözüm odaklı siyasetinde, ön koşulsuz Cenevre çoklu toplantısına hazır olduğunu açıkladı. Bu benim beklediğim bir açıklama oldu, geçen hafta ki makalemde bile, müzakereler kopmayacaktır, iki lider bir şekilde görüşür ve 2. Cenevre için çalışmalar devam eder diye yazmıştım. Benim bu ön görüm açıklamalar ile doğrulandı.
Çavuşoğlu, önemli bir söz sarf etti, Rum tarafı eğer sıfır asker, sıfır garantiler konusunda ısrarlı olursa zaten görüşmenin anlamı kalmaz, Türkiye bunu kabul etmeyecektir. Rum tarafı bir iddia da daha bulundu ki Anastasiadis’e BM tuzak kurdu ve Guterres ile yapılacak üçlü toplantıda Türk tezleri kabul ettirilmeye çalışılacak.
Rum tarafının ön koşul olarak öne sürdüklerini geri çekmesi mümkün değildir, çünkü Anastasiadis’in siyaseti bunun üzerine kurgulandı. Yarın ulusal konsey toplantısını da çağırdı, bir kez de orada Rum tarafının talepleri teyit ettirilecek, süreç başlamadan kopacağa benziyor.
BM Cenevre toplantısına gitmek değil önemli olan, sonuç alıp anlaşma yapmaktır diye açıkladı. Rum tarafı federal anlaşma konusunda, Türk tarafına göre çok daha isteksiz, içi ve dış gelişmeler ellerini bağlıyor. Tarihe de bakıldığı zaman, zaten Rum tarafı hep isteksiz oldu. 2018 Rum başkanlık seçimleri önemli diye yorum yapılıyor, ancak işin gerçeği o, seçim meçim bahane, Türkler ile ortaklık tercih edilmiyor.
KKTC ve Türkiye bu son dönemeçte ortak akıl ile hareket ettiklerini, Akıncı ve Çavuşoğlu sözlerinden anlıyoruz. KKTC de Kıbrıs sorunun da, gelinen bu noktada da cumhurbaşkanı ve hükümet ile muhalefet de ortak hareket ediyor. BM öneri yapabilir, ancak taraflardan biri bu önerileri kabul etmez ise değeri kalmayacaktır. Türk tarafı Cenevre toplantısını ısrar etse bile, görülüyor ki Rum tarafı koşulsuz gitmek istemeyecektir.
Ben Sayın Akıncı’ya başarılar diliyorum, masada olmak istemesi ve Rum tarafının ısrarlarına karşı tahammül etmiş olması, Türkiye- KKTC ortak aklı olduğunu düşünüyorum, bu günkü açıklamalardan da bunu anlıyoruz. Türkiye cumhurbaşkanı baş danışmanı ve muhtemel gelecek dönem dışişleri bakanı, Sayın İbrahim Kalın beyin de bu günkü toplantılarda bulunmuş olması da manidardır.