Sevgiden huzura

Sevgili arkadaşlar, insan eyleme geçmez ve azmetmezse söylenen birçok söz fayda etmez, yani kendisi için iyi olanı isteyip, sadece kendine değil, yanındakine de borçlu olduğunu kabul edecek kadar fazla güç alması, buna karar vermesi gerekir.

Sevgili arkadaşlar, insan eyleme geçmez ve azmetmezse söylenen birçok söz fayda etmez, yani kendisi için iyi olanı isteyip, sadece kendine değil, yanındakine de borçlu olduğunu kabul edecek kadar fazla güç alması, buna karar vermesi gerekir. Hakkım olanı size söylüyorum. Hiçbir zaman bana teşekür etmeyin. Ben de dahil olmak üzere, Tanrıya teşekkür eder, şükrederiz. Bu benim sözlerim değildir. Bugün, konuşmama izin verenin sözleridir. Bu sözleri de göreviniz olarak addedin ve eyleme geçirin. Bu sözler duymanız ve eyleme geçirmeniz gereken sözlerdir. Bizim görevimiz sadece Tanrıya inanmak değil, isteklerini de yerine getirmektir. Ben de aynen sizin gibi Tanrıya olan görevlerimi, teşekkür ederek ve uygulayarak yerine getiririm. Ancak onunla konuşabilirim de, ama ağzımla değil, kalbimle konuşurum.
Ben Tanrıya sadece kendim için değil, sizin için de teşekkür ederim. Ama hepinizin yapması gereken, sadece teşekkür etmek değil, minnettar olduğunuzu da göstermeniz gerekir. Asıl borcumuz minnettarlık borcudur. İnsan bunu yapmalıdır. İşte bunu yaptığınızda ve bedeninize kulak verip, kendinizi tanıdığınızda kötülükten kurtulursunuz.
Düşünce ve söz önemlidir, ama eylem daha büyük sayılır. Sevgili arkadaşlar, bu sizde de böyle olmalı. Eylem sözlerden çok daha büyük olmalı. Ben burada herkese sadece gerekli olan bilgileri veriyorum. Sadece insanların, bilmedikleri yaşayış şeklini, onlara yansıtmaya çalıştım. Ben dünyada sadece küçük bir ayna görevi yaptım. Size sadece gerçeği söyledim, daha fazlasını değil. Fakat bu size çok fazla geldi. Gerçeği kaldırabildiniz mi? Kaldırabilenler gelmeye devam etti. Kaldıramayanlar ise gelmekten vazgeçti.
O halde arkadaşlar, konuşmayı bırakıp, kalbinizi açın, kalbinizle konuşun ve burada, arkadaş çevresinde artık kötülük hakkında konuşmayın. Buraya kötülük taşımayın. Aksine, kötülüğü bu arkadaş çevresinden çıkartmaya yardım edin.
O halde arkadaşlar, konuşmayı bırakıp, kalbinizi açın, kalbinizle konuşun ve burada, arkadaş çevresinde artık kötülük hakkında konuşmayın. Buraya kötülük taşımayın. Aksine, kötülüğü bu arkadaş çevresinden çıkartmaya yardım edin.
Kötülüğü her insandan çıkartın. Burada kötü olan hiç bir şeye neden olmaması için, onu düzene çağırın. Sonra da aynisini yanınızdakine yapın.
Arkadaş çevresini, kendi birliğinizi temiz tutun. Şifayı deneyimlemek, sevgili dostlar, işte gerçek budur ve dostlarımızın bir kısmı bunu size kanıtladılar. Sizlere bütün bunlardan daha fazlasını, insanların şifayı nasıl deneyimlediklerini, şifa raporları ile belgelendirip, sizleri bu konuda eğitmeye hizmet etmesi, bu insanların kendileri için bir başarı kaydettiğini görmek, varlığımın hiç de önemli olmadığını ve sizin sağlık dediğiniz şifanın gerçekleşmesidir.

Sevgili dostlar, öyle zamanlar oldu ki, doktorların ümitlerini yitirdiği ve iyileşmez diye addettikleri, bu insanlar şifalandı. Onlar kendilerinin sürekli söylendiği gibi iyileşmeyeceklerine inandırılmışlardı. Paracelsus şöyle diyordu: * Tüm hastalıklar iyileşebilir. Sadece tüm insanlar iyileşemez.*
İşte arkadaşlar esas konumuz bu sevgili dostlar tüm hastalıklar iyileşebilir, sadece inanmayan insanlar iyileşemez. O halde yine de insana doğru söylenmelidir. İnsan tekrar doğru yola yönlendirilmelidir. En azından kendine ve düzene hakim olabilmek üzere bedeni için neyin gerekli olduğuna inanabilsin. Böylece içinde, bedeninde düzen oluştuğu gibi bedenin çevresinde de düzen oluşacak. İnsanın elbette rehberiğe ihtiyacı var. Elbette uyarılmaya ihtiyacı var, elbette ona gerçeğin söylenmesi gerek. Tıpkı sizlerin ya da yakınlarınızın, daha önce bedenlerinizde şifayı deneyimlediğiniz gibi. Bu muhteşem bir deney. Sizlerin de bunun arkasında sıkıca durduğunuzu, bu görevi yerine getirmeyi istediğinizi, böylece sizlerin de gelecekte insanlara doğru yolu gösterecek duruma geleceğinizi biliyorum.
Sevgili arkadaşlar, burada size birlik- beraberlik bilincinden bahsetmek istiyorum: Şimdi size şu soruyu soracak olsam, sizi bana getiren ne? Yanıtını şöyle vereyim, kötü olan. Şimdi birlik oluşturmadaki gayenin ne olduğunu anlatayım. Yalnız ve tek olduğumuzda, bizi kötülük yenebilir ve içine çekebilir. Onun için birlikler kurarak beraberliği sağlıyoruz, yani sevgili dostlar, her insanı kötülükten iyiye yönelten daima sevgidir. Kötüyü asla üzerinize almayın. Asla nefret ve kıskançlığın sizi ele geçirmesine izin vermeyin. Kötülüğün buraya girmesine asla izin vermeyin. Eğer bunu kabul ederseniz, o zaman kötülük çoktan içinizde yer etmiş demektir. Kötülük tarafından ele geçirilmişsiniz ve artık ona hizmet edeceksiniz demektir. Burada göreviniz, kötüye karşı durmak, kötüyü kabul etmemektir. Ona hiç ihtiyacınız yok. Onu hayata geçirmenize gerek yok, aksine, sadece iyi olanı harakete geçirin.
Şimdi burada büyük laflar etmeyeceğim. Kendiniz ve başkaları için gerekli olan iyiyi düşünün. Acıyla kendinizi yormayın, hayır, elinizden geldiğince bundan kaçın. Aksini yaparsanız, acıyı yüklenirsiniz.

Bu haber 594 defa okunmuştur

:

:

:

: