Çektiğimiz damar ve sevgisiz büyümek

Sevgi içerisinde büyüyen çocukların hayata karşı verdikleri her türlü mücadelede genellikle başarılı oldukları gözlemlenmektedir.

Sevgi içerisinde büyüyen çocukların hayata karşı verdikleri her türlü mücadelede genellikle başarılı oldukları gözlemlenmektedir. Sevginin gösterilmesi göreceli bir kavram olsa da, çocuk büyüme sürecinde kendine çevresinin, gösterdiği ilgi ve alakadan her zaman beslenen bir varlıktır. Her birey bu aşamaların kendisine olan faydasını, kendi yetenekleri ile ki, bu da, anne ve babadan halk deyimi ile kendinin çekmiş olduğuna inandığı damar ile birleştirilmesi ile elde edildiğine olan inanıştır... Kişilerin, büyüme süreci de ayrıca hiç ilerlemediğini sandığı yaşına eklenen yılların birikiminde elde ettiği başarı veya başarısızlığın nedenlerinin sonucu olsa da, Kıbrıs’ta genelde bazı deyişlerin günümüzde de söylendiğini hepimiz biliyoruz... Mesela çektiğin damar, kurusun keşke çekmez olaydın, duyulan, bilinen söylemlerdir. Neden her olumsuz olayda bu cümleler söylenir merak konusu? Esasında ağır bir yük ve söylem olan bu ah! Hiç söylenmemelidir... Ucu açık bir şekilde neden söylendiği anlaşılır gibi olmayıp eski yıllara, ailenin bilinen, bütün fertlerine kadar uzanmaktadır. Burada ailenin aile fertleri için, her daim sadece başarı istediği özleminin belki de zihinde oluşan, önüne geçilmez bir hırsı vardır. Belki de bu söylenirken, söylenen şahsın taşıdığı kötü huyları dile getirilmek istenmektedir... Her ne şekilde olursa olsun hiç bir şekilde değil ah! Beddua dahi yapılması hali, hoş olmayan durumlardır... Birbirine beddua etme, birbiriyle çekişme ve mücadele etmeye değil birlik beraberlik ve yardımlaşmaya önem vermek en iyisidir... Beddua etmek için fırsat aranmamalıdır... Aile içerisinde kardeşlerin de birbirini sevmesi önemli olduğu kadar aile bağlarının oluşması ve bu oluşumun onların da evlatlarına geçmesi ayrı özen isteyen konulardır. Hepsinde ortak nokta sevgi bağlarıdır. Bu bağın oluşmasında görevli ise anne ve babalardır... Bütün bu ilişkilerin sırası ise, her yaşta ayrı bir ders ve öğüt toplamıdır. Sevgisiz büyüyen çocukların, ne kadar başarılı olsalar dahi agresif durumları kendini her zaman belli eden bir özgeçmiştir. Bu agresif tutumlar her zaman meslekte de kendini dışa vurmakta, hayat devamında mutsuzluğa giden yol olmaktadır. Dinlediğimiz bütün hikayelerdeki duygularda dışa vurum, kökleşmiş sevgi yoksunluğunun giderilmesi ile beraber yüreklerde yeşerecek umut sevgi olsun diyoruz lakin bütün umutlara kar yağdığı günlerden geçiyoruz. Bu günlerde ise dikkatli olmak gerektiğini biliyoruz. Aile barındırdığı kişilerin düşüncelerinin toplamında ortak noktada buluşuyorsa mutlu olur... Mutluluk ise kişilerin kendilerinin yaratacağı bir sonuçtur. Ailede sevgi varsa evin çiçek bahçesi gibi olduğu ve muhteşem ayrı bir tablo gibi görünür olduğudur. Her evin bir bahçe olduğu gerçeği ile her bahçenin çiçeği olabilmek erdemi çevrenize verdiğiniz ışık, toplamda bütün ailelerin mutluluğundaki anahtar olacaktır. Bu anahtar sevgi, saygı ve mutluluğa açılacak her evin kapısı için gerekli olandır. Elinizdekilerin değerini bilmek ise Ramazan aylarının insanlara bahşettiği olgunluktur... Bu olgunluk içerisinde iradenin güçlü olması kişileri manevi olarak besleyen en büyük etkendir ve hayatımızda var olması gereken avuçlarımızdaki duaların yüreklere yansımasıdır. Allah sağlık ve afiyeti evlerimizden ve ülkemizden eksik etmesin. Umut, mutluluğunuz olsun... Kalbinizdeki dua ise hep iyilik için olsun...
Bu haber 1400 defa okunmuştur

:

:

:

: