Miyadı dolan bürokratlar

Eğitimlerini 80li ve 90lı yallara kadar tamamlamış Ekonomistler, Bankacılar, Kamu Maliyecileri, hele diplomalarını alıp kütüphanelerinin duvarına asmışlarsa ve de bu bilimlerin gelişen ve olgunlaşan bilimler olduğunun farkında değillerse, Karl Marks onlara yabancı ise, hele hele de tek kıbleleri Smith ve Keynes ise vay onların eline düşen vatandaşın haline!

Eğitimlerini 80li ve 90lı yallara kadar tamamlamış Ekonomistler, Bankacılar, Kamu Maliyecileri, hele diplomalarını alıp kütüphanelerinin duvarına asmışlarsa ve de bu bilimlerin gelişen ve olgunlaşan bilimler olduğunun farkında değillerse, Karl Marks onlara yabancı ise, hele hele de tek kıbleleri Smith ve Keynes ise vay onların eline düşen vatandaşın haline!
Serbest Pazar kuralı diyerek, küçük ve Yerel işletmelerin yok olmasını ve KKTC gibi bir ülkecikte bile on binlerce insanın işsiz, aşsız, ümitsiz kalmasına seyirci kalırlar!
Özelleştirmenin doğası diyerek, hantal ve zarardaki kamu teşebbüslerinden daha da öldürücü özel tekeller yaratıp, bunun doğurduğu mali ve sosyal hasarı örtbas etmek için acayip ama tutarsız hesaplar sergilerler!
Doğal avantajlı sektörlerini, ya onların yerini alabilecek ithalatlara kaptırırlar ve yok ederler, ya da sermayenin serbest dolaşımı deyip yabancı spekülatörlere kaptırıp, sektör karlarını har vurup harman savururlar!
Bankacılığın ve finansın liberalleşmesi maskesi altında, yerli görünümlü yabancı sermaye bankaları ile, üst sınırı olmayan faizlerle, karmaşık bedellerle, çok yönlü ağır teminatlarla, özel sektörü rehin alınıp erimesine kaldırım döşerler!
Peki ya aynı yıllarda eğitim almış ve kamu mülkiyetini savunanlar ne yapıyor?
Sendikalar, görevlerinin sadece maaş zammı olduğu düşüncesine sınırlı kalarak, çalışanların ve üyelerinin değişen mesleki gereksinim ve bilgi edinmelerini göz ardı ederek, onların iş sektöründeki iş bulma şanslarının giderek yok olmasına seyirci kalırlar!
HALBUKİ 2000’li YILLAR NELER ÖRNEKLEMEDİ Kİ?
Her ülkenin refahı ve dengeli gelir dağılımı için bu dengenin korunmasının gerekliliğini!
Her krizde olduğu gibi birileri işte Kapitalizmin sonu, diğerleri de yok bu sonu falan değil, iyi bir ayar zamanı dediler! Ancak 2000 li yıllardan bu yana hiç bir batı dünyası krizi, batan batsın, güçlüler devam eder zihniyeti ile çözülmeye çalışılmadı! ( Tabii KKTC hariç)
Bazen büyük işverenler, bazen küçük işletmeler desteklenerek, hem de hem maddi, hem vergi, hem de yasa değişiklikleri ile zararları en aza indirme gayretleri öncelik alsın!
ÜZÜCÜ AMA GERÇEK
Teamüle uygun söylemlrden öte bişey üretemeyen bu bu siyastci v onların bürokratları giderek talan sistemini yaygınlaştırdılar, güncelldiler ve Kıbrıs Türk halkını ele güne rezil ve mahcup ettiler.
Miadları doldu ama cepleri de doldu. Güç örgütleri, siyasi ve mali çeteleşmeye benzer yapıları ile hala daha iktidarları ve yolsuzlukları devam ediyor.
Zor dostum zor!
Bu haber 337 defa okunmuştur

:

:

:

: