Rahmet kapısı

Evveli rahmet, ortası bereket, ahiri de cehennemden azat vesilesi olan mübarek ramazan ayının son günlerine yaklaşıyoruz.

Evveli rahmet, ortası bereket, ahiri de cehennemden azat vesilesi olan mübarek ramazan ayının son günlerine yaklaşıyoruz. Bu ayın son günlerinde gizli olan mübarek kadir gecesini arama vaktidir.
“ Kadir gecesini ramazan ayının son on gününde arayın” buyuran Peygamber efendimiz, bizleri uyanmaya çağırıyor. Böyle mübarek zaman dilimlerini boşa geçirmeyelim diye ikaz ediyor. Şöyle bir düşünecek olursak, belki de bu ramazan ömrümüzün son ramazanı olacaktır. Tıpkı bizden önce nicelerinin olduğu gibi. Böyle bir güne kavuşmuşken neden boş geçirelim değil mi.
Kadir gecesiyle ilgili Kur’an-ı Kerim’de, aynı adla yer alan surede” kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı” olduğu, “o gece tan yeri ağarıncaya kadar esenlik” olduğu beyan ediliyor. Peygamber efendimiz de bu gece yapılan duaların kabul edileceği müjdesini veriyor. Böyle mübarek bir zaman dilimine kavuşturan Allah’a ne kadar şükretsek azdır. Her birimiz bağışlanmış olarak bayram sabahına çıkmak istemez miyiz? İşte geçmişin hatalarından vaz geçip yepyeni bir hayata başlamak için fırsat ayağımızda. Hatamız kusurumuz ne olursa olsun yeter ki Rabbimizden af dileyelim. O affeder. Bizim hatamız mı büyüktür Rabbimizin affı rahmeti mi. Elbette o büyük O halde neden ümitsiz olalım ki. Zira O kendi kitabında “De ki ey nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin” buyuruyor. O halde bize düşen onun rahmet kapısına yönelmektir. İnşallah bu güzel fırsatı hep beraber değerlendirelim.
Kadir gecesinin ardından üç gün sonra bayram geliyor. Bayram, birlikte sevindiğimiz gündür. Anne baba dost akraba garip guraba herkesle hal hatır sorup bayram sevincimizi paylaşmaktan daha güzel bir şey olamaz. Rabbim bu bayram günlerini birlik ve beraberliğimize vesile eylesin. Bu dünya bayramlarını ahiretin gerçek bayramlarına vesile eylesin. Bayram barışmaktır affetmektir. Biz birbirimizi affedelim ki Rabbimiz de bizi affetsin.
Değerli dostlar, dört buçuk yıldır her hafta sonu sizlerle bu sayfalarda buluştuk. Karınca kararınca bir şeyler paylaşmaya çalıştık. Bize sayfalarını açıp sizlerle her hafta buluşmamıza vesile olan Star Kıbrıs ailesine çok teşekkür ediyorum. Bayramın birinci günü, yani yirmi beş Haziran’da Türkiye’ye dönüyorum. Dolayısıyla bu sizinle bu sayfalardaki son buluşmamamız oluyor.
Şunu ifade edeyim. Kuzey Kıbrıs’ta olmaktan çok mutlu oldum Sizleri tanımak benim için bir ayrıcalıktı desem yeridir. Bin dokuz yüz yetmiş dört harekatında beş yaşındaydım. O günleri hatırlıyorum. Hafızamda o günlere dair çok farklı hatıralarım vardır. Nitekim geçmiş yazılarımda Yirmi temmuzu anlamak diye yazmıştım bazılarını. Demem odur ki hani bir çocuk şarkısı vardır “orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür.” Benim hayalimde hep orda uzakta bir yer vardı. Rabbim nasip etti geldim gördüm. Yıllardır görmediğim akrabalarımı buldum. Kısacası benim için bu geçen beş yıl çok özel hatıralarla doludur.
Buradan ayrılırken de yine güzel duygularla ayrılacağımı belirtmek isterim. Yüzyüze tanışma imkanı bulduğum güzel dostlarım ve sadece bu sayfadan tanış olduğumuz değerli okurlarım, Allah’a emanet olunuz. Hakkınızı helal ediniz. Benden yana helal olsun efendim.

Benim için özel anlamı olan olan bir şiirle bitireyim

YASEMİN VE CEMİLE
Kıbrıs'ta bir cami önü burası
Yaseminle cemilenin arası
Elvan elvan cemilenin dokusu
Mest ediyor yaseminin kokusu
Etrafinda kuşlar gelince dile
Bayram eder yaseminle cemile
Yetince dallarda incir hurması
Ne hoş olur şu bahçede durması
Bes yıl oldu şu adaya geleli
Misafir olduğum cami, Laleli
Bu güzel günlerin yadı kalacak
Kul Hakkı gidecek adı kalacak.
Bu haber 10439 defa okunmuştur

:

:

:

: