“0” Garanti + “0” Asker = “0” Anlaşma

28 Haziran 2017 tarihinde İsviçre”nin Crans-Montana kasabasında başlayacak olan sayısını artık tutamadığım Kıbrıs zirveleri, bana İsviçre”de acaba başka kaç tane daha zirve yapılabilecek kasaba var sorusunu artık sorduruyor.

28 Haziran 2017 tarihinde İsviçre”nin Crans-Montana kasabasında başlayacak olan sayısını artık tutamadığım Kıbrıs zirveleri, bana İsviçre”de acaba başka kaç tane daha zirve yapılabilecek kasaba var sorusunu artık sorduruyor. ABD”de yapılan zirveleri saymaz isek, Mont Pelaran, Bürgenstock, Cenevre ve Montana derken dört bölgeyi hali hazırda tüketmişiz. Geriye 9 tane kaldı!
Müzakere sürecinde ne görüşme metodunda anlaşılabildi, ne de müzakerelere bir zaman sınırı belirlenebildi. Halbuki Şubat 2014 ortak açıklamasında, “yapılandırılmış ve sonuç alıcı” bir müzakere yapılması gerekir cümlesi vardır. Biz ise değil sonuç almak, yapılandırmayı (metedolojiyi) bile belirleyebiliyoruz.
Bu yüzden 6 başlıkta esasa ilişkin ciddi müzakereler yaplırken, Müzakere tekniği açısından metodolojik – prosedürel açıdan da Müzakerelerin çerçevesi çizilmeli. Bu çalışma yapılmaz ise, Anastasiades ve son olarak Eide”nin de ifade ettiği gibi gerekirse haftalarca Montana”da kalırız açıklaması, nyetin aslında Montana görüşmelerinde de bir sonuç çıkamayacağını gösteriyor. Kıbrıs Rum tarafının “o” Asker “o” Garanti pozisyonu ile anlaşma ihtimali zaten “o”.
Bu noktada bizim için önemli olan Son Aşamanın tarifini çok dikkatli bir şekilde yapılmasıdır.
Diğer bir ifadeyle bizim için önemli olan esasa ilişkin görüşmlerden ziyade prosedürel – metedolojik açıdan 2. Cenevreyi netleştirmektir. Zira esasa ilişkin benim pek fazla bir beklentim yok. Zira pazarlık gücümüzü zaten 1. Cenevrede kaybettik. Rum tarafı ikinci cenevrede bizi %29 dan %28 ‘e çekmeye çalışacak, ayrıca güvenlik ve garantileri sulandırmaya çalışacak. Çıkmazın olması durumda ne olacağı, çıkmaz sonunda BM sürecin çöktüğünü ilan edecek mi, yoksa etmeyecek mi, bu önemlidir. Diğer bir ifadeyle son aşama ikinci cenevreye gitmeden tanımlanmalıdır
Ocak ayındaki Cenevre toplantısında Sn. Akıncı ile başlayan müzakere sürecinde bir kez daha çözüm isteyen tarafın Kıbrıs Türk tarafı olduğunu BM’ye gösterdik. Hatta daha da öteye giderek, Kıbrıs Rum tarafının beklemediği takribi %8 oranındaki topraklarımızı hiç bir karşılığı olmadan Cenevre konferansının toplanması uğruna verdik. Konferans yapıldı ve aynı gün çöktü! Sonuçta BM kasasına kilitlenen %8 karşılığında ne mülkiyette kriterleri belirleyebildik, ne garantilerde anlaşabildik ne de dönüşümlü başkanlığı alabildik. Cenevre Tam bir fiyasko ile sonuçlandı! Şimdi herkesi Montana”dan bir sonuç bekliyor
Anastasiades Montana görüşmelerinde yeni bir fiyasko yaratmak için stratejisini belirledi bile…Önce güvenlik ve garantiler görüşülecek, bu başlıklarda anlaşırsak (ki Rum tarafına göre Türkiye askeri ve müdahale hakkı kesinlikle kabul edilemez) ve daha sonra toprak başlığında anlaşırsak (yani bize kalacak toprağı %29.2”den 28.2”ye çekecek), bu iki başlıkta anlaştıktan sonra Yönetim başlığı altında siyasi eşitliği, dönüşümlü başkanlığı, AB brincil hukukunu konuşuruz ve çözene kadar kalırım diyor. Ama önce toprakta ve garanti konusunda taviz istiyor.
Şimdiden ikinci kez yine aldatıldık, Rumlar bizi hayal kırıklığına uğrattı dememek için uyarması bizden! Öte yandan, Montanaya gidilipte anlaşılmaması halinde işbu Müzakere süreci ile ilgili bir rapor ısdar edip süreci nihayetlendirmesi konusunda BM”yi ikna edebilmiş isek, bu başarımız olacaktır. Ama bu şartlarda ille de Montana diyorsanız, İsviçre”de 9 tane daha Müzakere kasabası var!

Bu haber 2161 defa okunmuştur

:

:

:

: