Bruno Gronıng şöyle diyordu:
Kim hastalığı düşünürse, konu eder konuşursa veya hastalığı odak noktası haline getirirse, mutlaka hasta olacaktır. Hastalıklardan kendinizi çözün. Gitmelerine izin verin, gönderin, Benim bedenimde sana yer yok, seni istemiyorum deyin ve artık onu hiç düşünmeyin. Siz hastalıklarla başa çıkamıyorsanız bana verin. Bana bütün dertlerinizi verin. Ben onları sizin için taşırım. Ben onların kötü enerjilerini değiştirir, evrene, dönüştürülmüş, iyi, güzel enerjiler olarak bırakırım ki bu kötü enerjiler kimseyi zehirlemesin diye.
Ben, kesinlikle bütün dertlerinizi, bütün acılarınızı, bütün korkularınızı bana verin diyebiliyorum. Bütün bunlarla nasıl başa çıktığımı bana bırakın, o benim işim. Ben okadar çok şey aldım ki üzerime ve daha fazlasını da alabilirim. Fakat bana verdiğiniz şeyleri artık düşünmekten ve konuşmaktan vazgeçin. Çünkü onlar artık benim, sizin değil. Siz keyfinize bakın.
Arkadaşlar, bir çok arkadaş var ki, benim bütün acılarımı hastalıklarımı size vereyim, alın beni kurtarın, der de kendi uzaktan seyretmek ister, uğraşmamak ister. Bu olmaz arkadaşlar. Ne işe yarar, ben ağrılarınızı alayım ve siz, sağlık kazandığınız halde, bunun idamesi için ne yapacağınızı bilmeyin. Her insanın kendi iyiliği için bir çaba göstermesi lazım. Kazandığı sağlığın sürekliliği için, her gün Einstellen yapması, doğru düşünmesi, doğru konuşması ve inanıp güvenmesi söz konusudur.
Bunları bilmeyen bir insan, sizce sağlığını nasıl koruyacaktır?
Bunun için de birliklerimize katılmanız, giriş almanız, gereken bilgileri öğrenmeniz ve yolunuza sağlıklı bir şekilde devam etmeniz, sizin menfaatiniz gereğidir. Birliklere katılmak size külfet getirmez. Kendinize üç haftada bir, iki saat ayırmanız, hayatınızın değişmesi, her şeyin yoluna girmesi demektir. Tabii ki yine her konuda olduğu gibi, bu konuda da seçim sizin.*
Arkadaşlar, şifalanan bir insan, iyiliği ve ilahiyi hayatına almazsa ve yine kötülüklerin olumsuzlukların içinde dönüp durursa, ne yaparsa yapsın rahatsızlıkları tekrar hayatına çekecektir. Bu kuraldır. Bunun aksini kimse iddia edemez. Kötülüklerin içinde olması da sadece kendi seçimidir.
Düşünün, insanlar genelde nasıl zaman geçiriyorlar: komşuları, akrabaları, tanıdıkları, hatta arkadaşım dedikleri insanlar hakkında konuşarak, dedikodu yaparak, çekiştirerek. Sanki yapacak başka işleri yokmuş gibi.
Ben de diyorum ki: Sevgili arkadaşım, kendi kendine sor nasıl yaşadığını!
İlk önce kendi hayatınla ilgilen! İlk önce sen kendin gerçekten tekrar ilahiye yönelebilecek misin? Doğruyu, iyiliği, sevgiyi huzuru yakalaya bilecek misin? Konun bunlar olsun ki sana yarasın.
Başkalarını rahat bırak. Başkaları hakkında eksik artık konuşmak kötülüktür. Kısacası arkadaşlar, dedikoduya, yargıya son verin ki hem siz hem diğerleri rahat etsin, doğruyu bulsun.
Ben sadece size şunu söyleyebilirim. Tamamen sizin yanınızdayım. Gevezelik olsun diye söylemiyorum. Ben her yerdeyim. Bütün dünyada şifa gerçekleşecek. Belki bunu şu anda anlayamazsınız. Ben yardımlarım için bir çıkar gözetmiyorum. Allah'ın bana verdiği emirleri yerine getiriyorum. Allah'ın istediğinden başka türlü hareket edemem.
İyiliklere ve sevgiye yönlenmeliyiz.. Bunu yapmalıyız. Her insan bunu kendine borçludur. Bunları çok iyi anlamalısınız, çünkü her kelimede ayrı bir anlam vardır. Kötülükten kaçının ve iyiliği alın. Ölüm yoktur. Sadece kurtuluş vardır. Her hastalıkta ölümü düşünmeyin, kurtulacağınızı düşünün. Eğer kendinizi hastalıktan çözüp özgürleşmezseniz ve bunu tutarsanız, kurtulamazsınız. Kim hastalığını seviyorsa, onu tutar. Kim onu reddeder ve unutursa, kurtulur. Bunları hatırlamalısınız.
Günahsız insan yoktur. Hiç bir şekilde bilerek veya bilmeyerek, bir şeyler yapmışsınızdır. En azından kendinize karşı dürüst olun ve kendi kendiinize itiraf edin. Başkasına veya bana söylemenize gerek yoktur. Kendi kendinizle hesaplaşmak bile size doğru yolda adım atmanızı sağlar.
Allah tarafından bize sunulan bu beden, sadece dünya yaşamında gerçekleştirmek istediğimiz deneyimleri yaşayabilmemiz için sunuldu. Bütün kötülüklerden kendiniz çözmelisiniz, ancak bu şekilde iyiliği içinize alabilirsiniz.
Benim sevgili arkadaşlarıma, benim yorulmak bilmez iş arkadaşlarıma ve bu yola gelmek için çaba gösterenlere, kendilerindeki ve sevdiklerindeki düzensizlikleri yok etmenin yolunu bulmak için gösterdikleri sadakatları ve dürüstlükleri için bütün kalbimle teşekkür etmek istiyorum.
Arkadaşlar, sadakatla ve dürüstlükle arayarak, İlahiden gelen bilgileri açık yüreklilikle kabul ediniz. Bu şekilde yapar ve hepimiz birlikte, saygı ve sevgi ile ayni yöne gidersek, o zaman içten ve dıştan kötülükten kurtulmanın büyük hadefine varabiliriz. O zaman kötünün saldırılarına karşı koyabiliriz. Çünkü sadece Allah'a güvenen sağlam kaleler oluşturabilir. Hepinize de severek hizmet etmekteyim. Bütün kalbimle size bol şans diliyorum.
Sevgili arkadaşlarım, *para kudrettir ama sağlık salt kudrettir.* benim gerçekten size ne vermeye çalıştığımı anladıysanız, kendinize ne borçlu olduğunuzu bileceksiniz. Çok şeyi bilmediğinizi ve bilmeden
yaptığınızı ben biliyorum.
Dieter Haüsler Bruno Gronıng'le ilgili söyledikleri.’
* Tanrı, insanlar için en büyük hekimdir.* bunu bize Bruno Groning söyledi. Her gün başka bir şeyler söyleniyor ve değişiyor. Ama Bruno Groning'in sözleri, sonsuza dek değişmiyecek. Arkadaşımız ve kılavuzumuz olan Bruno Gronıng, Tanrısız bir hayat olamaz diye bize tanrıyı farkettirdi. Bunun içindir ki, sözlerini büyük bir çaba içinde eyleme dönüştürmeye çabalıyoruz.
Dieter Haüsler anlatıyor: * Biz Bruno Gronıng Arkadaş Çevresi için 2009 yılı çok özel bir yıl. Bruno Gronıng'in 60 yıllık halka açık çalışması. Vefatının 50. Yılı ve Bruno Gronıng arkadaş çevresi 30 yıldır mevcut.
Her şey 1906 da Bruno Gronıng'in doğumuyla başladı. Bütün hayatı boyunca bu öğretiyi kurup insanlara anlatmaya çalıştı. Hayatını buna adadı ve 1959 da vefat etti.
1979 da annem, Grete Haüsler, Bruno Gronıng'ten gelen manevi görevi kabul etti ve Bruno Gronıng Arkadaş Çevresi' ni kurdu. Başlangıçta çok küçüktü. Fakat iyi iyiyi çeker ve bunun sonucu olarak gereken yardımcılar da geldi. Çalışma yıllar boyunca sürdü ve bu günlere gelindi. Hayatım boyunca karşılaştığım kaç insanın, Arkadaş Çevresinde, tekrar sağlıklarına kavuştuklarını gördüm. Depresyonlardan, bütün sıkıntılardan, izdirap ve acıdan kurtulduklarına şahit oldum. Kaç insan tekrar Tanrıyı hatırladı ve bağlandı, huzura kavuştu. Bunları düşündüğüm zaman, kendimi bu Yüce ve İlahi olayın önünde çok küçük ve basıt hıssediyorum. Böyle bir gerçeği nedere bulursunuz? Yaşadıklarım o kadar büyük ki, bunu sadece kendime saklayamam. Eğer bunları diğerlerine söylemezsem,
onlar iyiyi tecrübe edemez. Ve oldukları yerde sayarlar. İnsanların burada, gözlerimin önünde nasıl iyileştiklerini görüyorum.
Arkadaşların yüzünde, arkadaş çevresine ait bir toplantıya katıldıktan sonra, sükunetin ve huzurun nasıl yayıldığını görüyorum. Bu insanlar öyle mutlu oluyorlar ki anlatılmaz, yaşanır.
İnsanlar neden diğer insanlara yardım etmek ister? Tanrının yüreklerimize verdiği kardeşçe sevgiden dolayı mı? Evet, tabii ki! Fakat Tanrı bu sevgiyi yüreklerimize öylesine bir sebepten dolayı yerleştirmedi. Yüreklerimize bu sevgiyi verdi ki, harekete geçelim diye. Kalbimin çağrısına cevap vermem için ve yardım arayan bütün insanlara Bruno Gronıng'in öğretisini gösterebilmem için.
Her zaman da kalbimi dinlemeye devam edeceğim ve mümkün olabildiğince çok insana Bruno Gronıng öğretisiyle Tanrıya giden yolu farketmelerini sağlayacağım. Bu ilahi çalışmada küçücük bir yardım edebilmek harika bir şey. Her birey bu şansa sahip olabilmeli.
Bruno Gronıng öğretisiyle bütün insanlara ulaşabilmek için uzun bir yolumuz var. Yanımda duran birçok arkadaş var ve bizim ortak, büyük arkadaşımız Bruno Gronıng hepimize yol gösteriyor. Bu sayede görevlerimize hakim olup, onları tamamlayabileceğiz. Bu konudaki çalışmalarda ilerleyebilmemiz için pek çok arkadaşa ihtiyaç var. Daha bu günden gelecek yılların gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum. Aktivite ve güçle dolu bir zamanın gelmesini bekliyorum. Dünyanın her bir tarafındaki pek çok insana özgürlük, sağlık ve mutluluk verileceği bir zamanın gelmesini bekliyorum. Sizlere de bütün kalbimle mutlu zamanlar diliyorum.*
Bruno Gronıng: Öğreti ve bununla ilgili çalışmalar benden ayrı düşünülemez. Ben sadece çalışmalarım için yaşıyorum. Bu
dünyaya görevimi gerçekleştirmeye geldim; görevim insanlara yardım etmek, onları kötülükten azat etmek, tekrar Tanrıya inançlı olmaları için yol göstermek. Beni bu çalışmalarımda desteklemeyen ve desteklemek istemeyen, benden uzak dursun. Böyle kişilerle paylaşacağım hiç bir şey olamaz.
Kendi isteğiyle, kendini Tanrıya adayanlar, beni mutlaka takip edecektir. Bu kişiler kendilerini gerçekten bu yola verdiklerinde İlahi olan ortaya çıkacaktır. Ben sadece ve sadece Tanrıyı takip ediyorum. Siz de bu yolda olduğunuzda, farkını yaşayacaksınız ve siz takdir edip, başkalarına da yolu göstereceksiniz. Bu şekilde de arkadaş çevresi genişleyip çoğalacaktır.
Bruno Gronıng öğretisinin genişleyip bütün dünyayı saracağına tanık olacaksınız arkadaşlar. Çünkü bu kaçınılmazdır. Yaradana dönmek ve onun yolunda yürümek gayet doğaldır. Aranızda ne geçerse geçsin, anne babanızı inkar edebilirmisiniz? *kimin oğlusun veya kızısın?* dendiğinde, ister istemez onlardan bahsedersiniz. Et tırnaktan ayrılır mı? İşte bu kadar basit. Bütün yaratılanlar da Yaradanı inkar edemez. Ve ona dönecektir.
Bu çalışmaların oluşması, yaşayan her canlının kendi isteklerine göre değil, Tanrının isteklerine uyarak, yaşayabileceğine inanabilirmiydiniz?
Evet bir gün bütün yaratım bunu öğrenecek. Artık zamanı gelmiştir ve Tanrının varlığını farketmeniz gerekiyor. İnananlardan ve güvenenlerden, dinamik desteklerini bekliyorum. Ancak bu şekilde bu çalışmalar her bireye ulaşabilir ve yayılabilir.
Ne zaman yardım isteyen bir çığlık duyarsanız, gidin ve yardım edin. Ben bunu yapıyorum. Bu çalışmalara kendinizi adamanız beni minnettar kılacaktır. Bu şekilde insanlar yardım ve şifa bulabilirler. Böylece acının ve çilenin sonu gelebilir, sadece bir millet için değil, bütün milletler için, bütün insanlar için.
1949 yılında Almanya'da Bruno Gronıng'in *mucize şifaları* kadar insanları heyecenlandıran ve kamuoyunu bu kadar meşgul eden başka bir olay yoktu. İlkbahar da tanınmış olduktan sonra ve basın onu * mucize doktor* yaptıktan sonra, hasta ve sefil insanlardan oluşan eşsiz bir akım başladı. Bruno gronıng nereye gittiyse, oraya en kısa zamanda yüzlerce, binlerce yardım arayan insan bir araya geldi. Danzing den gelen bu adamdan sadece bir umut bekliyorlardı: yardım ve şifa. Bu izdihamın doruk noktası, yaz sonu Rosenheim yakınlarındaki at çiftliği oldu. Burada günde 30.000'e yakın insan itiş kakış Gronıng'e geliyordu.
Dünya bilginleri daha acaba gronıng şarlatan mı? Yoksa yetenekli bir ruh doktoru mu? Yoksa bir fenomen mi? Diye tartışırken, her yerde son derece harika şifalar gerçekleşiyordu. Felçliler tekrar yürüyebiliyor, körler tekrar görebiliyordu, dilsizler konuşabiliyor ve sağırlar duyabiliyordu. Daha sonra bir dergi şu başlığı koydu: *Onun sözleri hastalığı def ediyor.* bu çok önemli bir faktördü. Bruno gronıng'in etkinliklerinde, şifalar onun sözleri ile gerçekleşiyordu.
Bruno gronıng, sadece oluşan kitlelere balkondan konuşuyordu, ona itiş kakış gelen kişilerle tek tek konuşuyordu. Onlara, ne duyduklarını, ne hissettiklerini, bedenlerinde neler olduğunu soruyordu. Onlara bilgi veriyordu. Allah'ın en büyük doktor olduğunu, insan ilahi gücü içine alabildiğinde, ilahi düzen içinde olabileceğini anlatıyordu. Böylece şifalar gerçekleşiyordu. Gerçekten de öyle oluyordu. Onun sözleri hastalığı def ediyordu.
1959 da Bruno Gronıng vefat etti, ama şifalar hala gerçekleşiyor. Sözlerini bilen öğretisini uygulayan insanlar bu gün de şifalanmaya devam ediyor.
Bruno Gronıng şöyle demiştir.* Ben toprağa bir tohum atıyorum. Bu
tohum, zamanı geldiğinde yeşerip filizlenecek ve bütün dünyayı saracak. İnsanlar beni toprağa sokmaya çalışıyorlar, ama bilmiyorlar ki bu tohum atılmıştır. Ben buradan ayrıldığımda, her birey kendi kendini şifalandıracak duruma gelmiş olacaktır.*