Türkiye dünya siyasetinin içinde yer alan büyük ve güçlü bir ülke konumunda… Ama buna karşın yaşanan son olaylar işleri tersine döndürmeye çalışan bazı güçlerin varlığını işaret ediyor. Bazı ülkeler Türkiye’nin yanında veya müttefik olarak yer almayı sahne önünde göstermeye çalışsa da, aslında perde gerisinde oynanan oyun bambaşka.
Özellikle Türkiye’yi ateş çemberinin içinde tutmaya çalışanlar var. Süper güçlerin (özellikle ismini zikretmek istemesem de ifadelerden hepinizi anladığını düşünüyorum) Ortadoğu’da böl ve yönet politikasını Türkiye üzerinde de oynamaya çalıştığını, çok yakın bir tarihte hepimiz gördük ve yaşadık. İşte bu süper güç ve/veya güçler, Ortadoğu’nun kontrolünü eline geçirmiş durumda…
Türkiye’de bir dönüm tarihi olarak nitelendirilen ve Türk milletinin dirayetli duruşu sayesinde engellenen 15 Temmuz darbe girişiminden önce Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ortadoğu’nun herhangi bir yerinde başkanlığa adaylığını koysa kazanır diye konuşulurdu ve bu böyleydi. Ama bu gerçeği içine sindiremeyenler sahneye indi. Bu süper güçler Türkiye’nin bu yükselişini tarihin hiçbir döneminde hazmedemediği gibi yine içinde bulunduğumuz dönemde de hazmedemediler ve 15 Temmuz Darbe girişimini planlayarak, nifak tohumlarını Türk halkının ve yönetimin üzerine ekmeye çalıştılar. Ama başarılı olamadılar.
Başarısızlığı hazmedemeyen süper güçler bu sefer Türkiye’yi başka bir açıdan vurmaya çalıştı. Katar, Türkiye ile gerek ekonomik işbirliği gerekse dostane ilişkileri bakımından önemli bir ülke konumundaydı. Ticari anlaşmalar, ortak projeler derken Katar’da nedeni uzun tartışmalara konu olan bir kriz yaratıldı ve Türkiye’ye bu yönden bir darbe vurulmaya kalkışıldı. İşte o süper güç Birleşik Arap Emirlikleri ile beraber birçok ülkeyi kendi tarafına çekti. Türkiye ise burada safını belirledi ve Katar’ın yanında olmayı haklı olarak seçti. Türkiye’nin aslında bu meselede tek başına kalması dolaylı da olsa bizi yani Kıbrıs’ı da etkiliyor. Neden mi? Tanınma durumu olsaydı bir B planının devreye girmesine belki de ilk sırada Arap ülkeleri bizi tanıyacaktı, tanıtılacaktık… Süper güç sürekli olarak alternatifler peşinde koşan ve perde gerisinde bunu oluşturmak için her türlü hedefi önünden kaldırmayı amaçlıyor.
Türkiye’nin ekonomisinin dışına savunma kapısında NATO’da önemli bir noktada… Arada gerilimlerin yaşandığı Almanya’nın konumu ise apaçık ortada… İncirlikteki güçlerini Ürdün’e çekti. Peki sonra ki rota ne olabilir ya da plan… Süper gücün hedefi ise Suriye’de terör örgütlerine silah vererek, Irak’ta etkin rol oynayarak orada farklı bir devletin oluşumunu sağlamak… Zamanı geldiğinde belki de Irak bir üs haline gelecek. Tabi böyle olunca Türkiye ile tamamen karşı karşıya olacaklar. Peki, bu durumda süper gücün Akdeniz de bir yandaşa ihtiyacı olacak. Rota belli; Yunanistan…
Ve perde… Yunanistan sahnede, dün Ege Denizi’nde Türk bayraklı kuru yük gemisi M/V ACT'ye Yunan sahil güvenlik botları tarafından ateş açıldı. Olayda ölen ya da yaralanan olmadı. Gemiye ilk belirlemelere göre 16 kurşun isabet etti. Mürettebat büyük tehlike atlattı. Yunanistan’ın tek başına bunu yapmaya cesareti olabilir miydi? Olamazdı… Yunanistan’a ne gibi bir tehlike yarattı ki bu gemiye ateş açıldı. Türkiye ile Yunanistan arasına tehlike yaratılıyor… Ortadoğu zaten karma karışık. Kıbrıs müzakerelerinde Crans-Montana’da garantör olarak Türkiye ve Yunanistan’ın olduğu masalarda çözüm için mesai harcanıyor. Bu ateş çemberinin içinde böyle bir olayı Yunanistan tek başına yapmış olamaz. Türkiye’ye karşı Avrupa ve Amerika’dan ciddi bir taciz var. Belki de Amerika yeni dostunu seçti; Yunanistan…