Kıbrıslı Türklerin yüreğindeki hakikat

Tarih önemli olayların ifade edildiği, yaşanmış olayların gerçeklerinde her zaman anıların birikmiş önemindeki yazılımıdır.

Tarih önemli olayların ifade edildiği, yaşanmış olayların gerçeklerinde her zaman anıların birikmiş önemindeki yazılımıdır.
Bizlerde önemli değilse bile yalın hali ile Kıbrıs olaylarının içinde büyüyenler olarak hadiseler içinde geçirdiğimiz, yılların anısında, belki sizlerin de müşterek birçok anısında buluşanlarız...
Bugün babamın beyaz kâğıtlarına not düştüğü EOKA’cıların okuduğu yemini sizlere aktarmak istiyorum... Hani Rumların uzlaşı içerisinde olduğuna inanan ve barış zincirinde yer alanların da belki kulaklarına küpe olur diye de bilhassa belirteceğim... Onlar kendilerince düzenledikleri etkinliklerde elbette serbestler, ancak kilise ne der konusundan bihaber bir avuç Rumun düzmecesi ile sınırlarda oynanan bir tür oyuna alet olan bir kısım insanımızın gösterilerinden öte gitmeyen kendilerini bağlayan zincirler...

Rumlar ENOSİS 'den vazgeçmedikleri gibi EOKA yeminlerine bağlılıklarını her an hatırlamakta ve stratejilerini çizerken müzakerelerde de bu ruh hali ettikleri yemininin sadakatinde hareket etmektedirler... Evet, yıllar evvelinin, sararmaya yüz tutmuş babamın notlarını, okuma devam ediyorum... İşte onun notlarında yer alan EOKA yemini... 'Allah'ın adına yemin ederim ki, Bütün gücümle hayatıma mal olsa da ENOSİS uğruna savaşacağım, EOKA'nın Emirlerini kayıtsız şartsız, Hemen yerine getireceğim, Aksi halde hain ilan edileceğim ve öldürüleceğim, Ahirette utanarak ıstırabını çekeceğim .' Babam bu notları emekli olduktan sonra yazıp, o küçük daktilosunda mumlu kâğıtlara gecenin sabaha yakın saatlerinde yazarken, bu günkü gibi internet olanakları elinin altında olmadığı gibi birçok konuda bakabileceği kaynak da yoktu... Bizler sadece evin içerisinde daktilonun tuş seslerini duyanlar idik... 20 Temmuz 1974 sonrası anılarında var olanları elbette yine sizlerle paylaşacağım...

Bu günlere kolay gelinmedi, unutamadıklarımız arasında daha neler var, kim bilir sizlerin anılarındaki birikimler ne kadar çoktur. Her ev kendi çektiğini bilir, ateş ise düştüğü yeri daha fazla yakar... EOKA yemini edenler hala daha ayni ahvalde, Türkiye'nin adadaki askersizliği kabul etmediği için çözüm olmadığını Anastasiadis beyanat olarak seçim propagandasına malzeme ediyorsa kendisine tavsiyemiz 3.Cumhurbaşkanı Sayın Dr. Derviş Eroğlu'nun 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı için yayınladığı mesajı okumasıdır...
Ne diyor Eroğlu, “15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası’nın Rum tarafındaki işbirlikçileri ile gerçekleştirdiği darbenin tek hedefinin Ada’nın 1878’de Osmanlı idaresinden İngiliz idaresine geçmesinden itibaren hayali kurulan Yunan hegemonyasının tüm Ada’ya yayılması, Kıbrıs’ın bir Helen adası haline getirilmesi” olduğunu… Daha da önemlisi Eroğlu, anavatan Türkiye’nin buna, Kıbrıs Türk halkının çağrısı, yoğun talebi üzerine garantörlükten kaynaklanan tek yanlı müdahale hakkını bir kez daha kullanarak 20 Temmuz’da başlayan müdahalesiyle “dur” dediğini ifade ediyor… Mesajında devamla “20 Temmuz Barış Harekâtı olmasaydı bugün sahip olduğumuz coğrafya ve devletimiz olmazdı. Türkiye’nin garantörlükten doğan tek yanlı müdahale hakkı olmasaydı, Türkiye şehitler vermek pahasına Kıbrıs Türk Halkı’nın özgürlük mücadelesine fiili destek vermeseydi ada Yunan olacak ve Birleşmiş Milletler buna ses çıkarmayacaktı nedenledir ki, hedefleri, hayalleri değişmeyen Rum-Yunan ikilisinin bugünkü başlıca amacı Türkiye’nin garantörlüğünü, tek yanlı müdahale hakkını ve Kıbrıs’taki Türk askeri varlığını sıfırlamaktır. Rum-Yunan ikilisi kesinlikle iyi niyetli değildir. Ortada iyi niyetli olduklarına inanmamız için en küçük bir neden, bir belirti yoktur.” İşte gerçek işte tam gününde yenilenen, tekrarlanan 3. Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu'nun mesajı ve Kıbrıslı Türklerin yüreğinde hissettiği hakikat, Türkiye olmadan asla...
Bu haber 2042 defa okunmuştur

:

:

:

: