Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın “Ya eşitliğimizi kabul edecekler, ya da iki ayrı varlık kök salmaya devam edecek” sözlerine CTP içinden sert tepki yükseldi.
Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya, 'Sizi oraya iki ayrı devlet deyip bölünmeyi kalıcılaştırmanız için seçmedik. Böyle bir isteğimiz olsaydı Eroğlu'nu seçerdik. Vadettiğiniz çözümü sağlamak için çaba göstermeyecekseniz görevi iade etmeniz en haysiyetli tutum olur. Hem de devletin olanakları ile propaganda yapmadan…” dedi.
Bundan altı ay önce işin gelip Akıncı’nın bile “Çözüm karşıtı” diye eleştirilmesine kadar varacağını söyleseler asla inanmazdım.
Elbette Akıncı, çözüm vaadiyle seçildi. Buna kimsenin itirazı yok. Ama bu konuda elinden geleni yapmadığını düşünmek büyük haksızlık olur düşüncesindeyim…
Böyle sert bir üslupla eleştirilen Akıncı’dan ne yapması bekleniyor. Çözüm diye, bizi siyasi eşiti olarak kabul etmeyen bir anlayışa mahkum mu olacağız…
Bu adayı bizimle siyasi eşiti olarak paylaşmak istemeyen Rumlara devletin anahtarını altın tepside sunması mı isteniyor Akıncı’dan…
Hem Mont Pelerin’de hem de Crans-Montana’da kurulan masada işi yokuşa sürerek, gerçek amaçlarını ortaya koyan Rum yönetiminin hiç mi suçu yok?
Rum tarafından artık çok ciddi bir değerlendirme yapmasını isteyen Akıncı’nın “zaman birleşmeye doğru değil, iki ayrı devletin kökleşmesine doğru akıp gidiyor” tespitinin neresi yanlış…
“Eğer bu ülkede federatif bir çözüm olacaksa siyaseten eşit, iki kurucu devletli olacak. Dönüşümlü başkanlık da olacak” diyen Akıncı’nın sözlerine hangi Kıbrıslı Türk imza atmaz?
Kıbrıslı Rumların ya federatif bir anlayışta Kıbrıs Türkü’nün siyaseten eşit varlığını kabul edeceklerini, ya da iki ayrı varlığın devam edeceğini söyleyen Akıncı’nın fikrine karşı üçüncü bir yol mu bilen var…
Eğer üçüncü bir yol varsa hiç lafı eveleyip gevelemeyin. Söyleyin biz de bilelim.
Mesele Akıncı eleştirisi de değil aslında. Mesela Güney’de bile eleştirilmeye başlanan Anastasiadis yönetiminin uzlaşmaz tavrını görmezden gelip, Akıncı üzerinden KKTC’ye sahip çıkanları dövme arzusudur…
Akıncı bu ülkenin Cumhurbaşkanı’dır… Devletin anahtarı ondadır. Sorumluluğu vardır. Siz bir ülkenin Cumhurbaşkanı’ndan devletin anahtarını şartsız şurtsuz Güney’e teslim etmesini istiyorsunuz…
Olmaz, olamaz… KKTC hangi bedellerle kuruldu, yaşatıldı, bugünlere getirildi. Eşit, adil bir çözümse sonuna kadar evet… Kıbrıs Türkü’nü bu adada azınlık olarak gören anlayışa ise sonuna kadar hayır… Akıncı’nın söylediklerini anlamak istemeyenlere duyurulur…