Ayağına basmayı unutma

Medeni kanuna bağlı olarak yapılan nikâh ,evlilik amacıyla bir araya gelmiş iki kişinin kamuya açık bir alanda bu birlikteliği belgelemesi halidir...

Medeni kanuna bağlı olarak yapılan nikâh ,evlilik amacıyla bir araya gelmiş iki kişinin kamuya açık bir alanda bu birlikteliği belgelemesi halidir... Evlenen çifte bu işlem sonrası evlilik nüfus cüzdanı verilip nüfus kaydında gerekli değişiklikler de yapılır... Nikah/evlendirme memuru nikahı kıyarken iki şahitin olması şarttır... Kıbrıslı Türklerin aile geleneği ve kültüründe kız tarafı ve erkek tarafı şahitlerini kendileri belirlemekte olup şahitlik yapacak kişiye bu teklifin götürülmesi ve kabul alınması adettendir... Evlilik belkide bir ömrün adandığı en kutsal birlikteliğin sadece bir başlangıcıdır... Evliliklerde sadakat, güven, aşk ve sevgi karışımı ,evliliğin devamında etken rol oynayan esaslardır... Mutluluğa giden yol budur... Evlilik müessesesinin kuruluşu bir çok değişik toplumda ayrı ayrı düzenlenen törenlerle olmaktadır... Bizde bilinen gerçekler içerisinde resmî nikah olmadan dini nikahın kıyılamayacağıdır... Resmî nikahtan sonra dini nikah tercihi evli çiftler tarafından yaptırılabilir... Özellikle batılı devletlerde ve de Hristiyan toplumlarında din adamlarının dini nikahın yanı sıra resmî nikahı yapma yetkisi olduğu okuduklarımız arasındadır ... Birleşik Kralık'ta nikah dairesinde gerçekleşen törende dini müzik çalınması yasak olduğu belirtilirken kilise törenleri de kanunen geçerli olduğu için dileyen dini nikahını kilisede yaptırabilmektedir...ABD'de ise dini nikah kıydırmak için internet üzerinden başvuru yapılarak kısa sürede tarih alınabilir ve alınan bu kayıt kanunen geçerli olduğu da ayrıca bilgilerde mevcut olandır. Türkiye'de son günlerde oldukça tartışılan bir konu ise müftülerin, nikah kıymasına olanak, sağlayan ,kanun tasarısına yapılan eleştirilere Sayın Başbakan yardımcısı Fikri Bozdağ'ın sosyal medya hesabı üzerinden verdiği cevapların özetinde mevcuttur ' 'Bu değişiklik, laiklik ilkesine aykırı değildir; aksine tam da laiklik ilkesinin gereğidir; hukuk devletinin gereğidir' denen açıklamanın önemi büyüktür... Kıbrıs'ta nişan ayrı, nikah ayrı, düğün töreni ayrı ayrı yapılırken günümüzde çoğu kez nikah ve düğünün ayni zamanda ve törenin yapılacağı salona gelen nikah memuru tarafından kıyıldığı uzun zamandan beri yapılan bir alışkanlıktır... Evlilik cüzdanının kadına teslim edilişi belkide yuvayı dişi kuş yapar misalinden kaynaklanmaktadır... Kendi oğullarımın nikahları kıyılırken her ikisinde de bizim, nikah şahitidimiz Sayın Dr. Derviş Eroğlu olmuştur... Büyük oğlumda diğer şahit Dr. Alpay Alpman olurken küçük oğlumun nikahında diğer şahit Yargıç Sayın Mustafa Özkök idi... Nikah konusunu neden yazdım derseniz, kendi oğlumu Dr. Özdemir Berova 'yı nikah şahidi olarak nikah masasında görmek nasip olduğu içindir... Pembe Okduman ile Arda Mercan düğün gecesinde nikah memurunun nikah kıyılmadan şahitleri ,anons etmesi, bana bu konuyu hatırlatmıştır... İnsanın kendi evladının, nikah şahitliğini ilk defa yapıyor olması hali bende büyük bir heyecanın tezahürü olurken, genç çifte ömür boyu sürmesi temennisiyle ,sonsuzluğu temsil eden halka altın yüzüklerin, yeniden bu gecede takılması ayrı ve unutulmaz bir yenilikçi yaklaşımı beraberinde getirmiştir... Unutulmayanlar arasında eski inançlara göre damadın gelini öpmesi evlilik anlaşmasının mühürü olarak kabul edilirdi. Aynı zamanda gelinin ruhundan bir parçanın damada, damadın ruhundan bir parçanın da geline geçtiğine inanılırdı.Günümüzde de bu adet aynen devam edendir... Düğünlerde en son kesilen düğün pastası, geçmişinde 1660 yıllarının müdahalesi vardır... Eski yıllarda ,buğday veya ufalanan kurabiyeler evlenen çiftlerin başına serpiliyordu... Bu kırıntıların bereketi ,yerine çok katlı pasta yapılmasını 1660’larda İngiltere Kralı II. Charles’ın Fransız aşçısı estetik açıdan çok kötü görünen bu şekle katı ve çok katlı pasta yaparak bu geleneğin sürdürülmesini sağlanmıştır... Her şeyin geçmişten gelen bir geleneği çerçevesinde o gün bugündür kat sayısı ile övünülen düğün pastası düğün yapılan yerin baş köşesine konmakta düğün sona ererken kesilmekte ve misafirlere ikram edilmektedir... Beyaz gelinlik giyilmesine 16 yüzyılda İngiltere ve Fransa'da başlanmıştır...Türkiye’de de gelinlik batı kökenlidir. Ama duvak ve gelin başına verilen önem çok eskidir. Köy düğünlerinde halen kullanılan kırmızı duvaklar işte o adetin günümüze yansımasıdır. Bindallı kıyafetleri ise kına gecelerinin vazgeçilmezi olmaya devam etmektedir...Nikah kıyılırken gelin ve damadın birbirlerinin ayaklarına basma adeti de vardır. İnanışa göre, çiftlerden hangisi diğerinin ayağına basarsa evlilikte onun sözünün geçeceğine inanılır. Bizler de nikahımızda alışılagelmiş ayni davranışları yaptık ama sözümüz hep ortak kararlarda geçerliydi...


Bu haber 2134 defa okunmuştur

:

:

:

: