Müzakere masası nasıl yeniden kurulur?

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, Mehmetçik Üzüm Festivali’nde yaptığı “Ya eşitliğimizi kabul edecekler ya da adada iki ayrı varlık kök salmaya devam edecek” sözleri, bizdeki tartışmaların dışında Güney’de de deprem etkisi yarattı.

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, Mehmetçik Üzüm Festivali’nde yaptığı “Ya eşitliğimizi kabul edecekler ya da adada iki ayrı varlık kök salmaya devam edecek” sözleri, bizdeki tartışmaların dışında Güney’de de deprem etkisi yarattı.
Rum basını Akıncı’nın sözlerini “Soğuk şantaj” diye yorumlarken, müzakerelerin en temel kriteri olması gereken siyasal eşitliğin bile kabul görmemesinin yarattığı derin hayal kırıklığını görmezden geldi.
Adada iki eşit halk olarak söz sahibi olmamıza karşı çıkan Rum Yönetiminin tavrı, çözüm anahtarının nasıl derinlerde olduğunu bize apaçık gösteriyor.
Crans Montana’da “Bu son zirve, 50 yıllık müzakerelerin finaline geldik, mutlaka çözelim” söylemini duymazdan gelen Rumların, başta Maronitlere dönüş kararı olmak üzere B Planı hazırlığından nasıl paniğe kapıldıklarına şahit oluyoruz.
AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, Anastasiadis yönetiminden derhal BM’ye başvurarak müzakerelerin yeniden başlamasını talep etmesini istedi.
Rumlar, Ankara’dan yükselmeye başlayan “BM çerçevesi dışında çözüm aranması” görüşüne tepki gösterirken bir şeyi unutuyor.
Mesele artık BM parametrelerinin de bu işi çözememesinden kaynaklanan umutsuzluktur. Ankara’nın yeni arayışlara yönelmesinin nedeni de budur.
Yoksa Türk tarafı Crans-Montana’da BM parametreleri ışığında Genel Sekreter Guterres’in masaya koyduklarını zaten yüzde 100 kabul etti. İsviçre’de işi olmaza sürükleyip şimdi şimdi durumunu vahametini kavramaya başlayan Rumların, “Ankara BM çerçevesi dışında çözüm arıyor” söylemi bu yüzden haksızdır.
Çünkü siz ne yazık ki Crans Montana’da bu şansı tükettiniz…
Kiprianu, “Türkiye ancak Rum tarafının müzakerelere şart koşmadan dönmek istemesi halinde zor durumda kalacağını ve Genel Sekreter görüşmeye çağırırsa kabul etmekten başka seçeneği olmadığını” söylüyor.
Hodri meydan.
Anastasiadis, şubat ayındaki başkanlık seçimlerini bir an olsun aklından çıkarıp, bir adım atsın. Türk tarafının cevabını göreceğiz. Peki Anastasiadis bu adımı atabilir mi?
İmkansız…
“Sıfır asker, sıfır garanti”de diretip Crans Montana’yı kilitleyen Rum Yönetiminin bakış açısında henüz kayda değer bir değişim olmadığını zaten görüyoruz…
Kiprianu da zaten Anastasiadis’in Ulusal Konsey toplantısında söylediklerine baktığında olumlu bir şey çıkabileceği konusunda iyimser olmadığını söyleyerek, bu gerçeği itiraf ediyor.
Tarih Rum lideri, başkanlık seçimi uğruna, yarım asırlık süreçte çözüme en yakın kavşakta Kıbrıs müzakerelerini dipsiz kuyuya atan lider olarak yazacaktır.
Bu tarih değiştirilebilir mi? Bence evet, çok geç değil.
Ama bunun için Rum Yönetimi’nin bütün ezberlerini unutup Kiprianu’nun dediği gibi masaya ön şartsız gelmesine ihtiyaç var.
Ve tabi en önemlisi bizi bu adada kiracı değil, bu adayı paylaşacakları bir halk olarak görmek koşuluyla…
Yapabilirler mi?
O da çok yakın bir zamanda ortaya çıkacak…


Bu haber 355 defa okunmuştur

:

:

:

: