Lisans Yerleştirme Sınav Sonuçları’nın açıklanmasının ardından KKTC’ye yerleştirilen öğrenci sayısı da açıklandı. Geçen yıla göre KKTC’yi seçen öğrenci sayısında bin kişilik bir düşüş var. Bu da yaklaşık yüzde 12’lik bir eksilmeye tekabül ediyor.
90 bini aşkın üniversite öğrencisi olduğu bilinen KKTC’de bu yıl Türkiye’den bizi tercih eden öğrenci sayısı 10 bin 795’te kaldı.

Tam tersine Güney’deki öğrenci sayısında ise yılda yıla süren artış devam ediyor.
2016–2017 öğretim yılında, Güney Kıbrıs’ta 44 bin 445 öğrencinin eğitim görürken, bunların 23 bin 353’ünün Rum vatandaşı, 13 bin 898’inin Avrupa vatandaşı, 7 bin 195’inin de üçüncü ülke vatandaşları olduğu belirtiliyor.

44 bin 446 öğrenciden 35 bin 551’i üniversitelerde eğitim görürken, 8 bin 895’i de yüksek öğretim kurumlarında eğitim alıyorlar.

Güney’deki öğrenci sayısında yer alan üçüncü ülke vatandaşlarının bizdekinden farkı, gerçekten öğrenci olmaları. Yani bizdeki gibi ucuz işgücü olarak kullanılmak üzere burada göstermelik öğrenci statüsünde üniversitelere kayıt ettirilmiyorlar.
Üniversitelerdeki sözde öğrenci olarak görülen ama türlü türlü iş kollarında çalışan üçüncü ülke vatandaşlarının ekonomide yarattığı tahribatı anlamak için Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Başkanı Mahmut Kanber’in söylediklerine bakmaktan fayda var.

Kanber, şöyle diyor:

“Üniversitelerde bu yıl Türkiye’den gelen öğrencilerde yüzde 12 eksilme var ama üçüncü ülkelerden gelen öğrenci sayısında tam tersi müthiş bir artış var. Bu öğrenciler okumaya mı, çalışmaya mı geliyor.

İçişleri ve çalışma bakanlıkları bu konuyla ilgili bazı düzenlemeler yaptı ama biz hala emin değiliz. Çünkü inşaat sektöründe, tarımda, hizmet sektöründe üçüncü ülkelerden gelen insanların kayıt dışı, yani kaçak olarak çalıştıklarını görüyoruz. Ucuz işgücü oldukları için özel sektör de buna ilgi gösteriyor.

Buradaki denetimsizlik, maalesef Türkiye’den gelen nitelikli işgücünün geri gitmesine neden oluyor. Ülkemizdeki işsizliği de artırıyor. Bunu kabul edemeyiz. Üçüncü ülkelerden gelen öğrencilerin iş alanlarına girmesi değil, ülkeye döviz bırakması, eğitim alması gerekir. Ama böyle olmadığını da biliyoruz. Bu konuda önlem alınması gerekir.

Her alanda çalışan üçüncü ülke vatandaşlarının ucuz ve niteliksiz olması, esnaf ve zanaatkarın ekonomiden pay almasını da önlüyor.

Öğrencilik adı altında burada bulunan insanlar kazandıkları parayı ülkelerine gönderiyor. Dolayısıyla bu ülkeye para bırakmak yerine var olan paralı da götürüyorlar.

Yaklaşık 17 bin kişilik bir kitlenin bu şekilde çalıştığı, bunların denetiminin şart olduğunu düşünüyorum.”

Başkan Mahmut Kanber’in anlattıklarına bakarsak, eğitim adası olmak için çıktığımız yolda ne yazık ki denetimsizlik yüzünden ucuz işgücü cenneti olmaya doğru ilerliyoruz. Bu konuda alınan tedbirlerin çok sıkı bir şekilde hayata geçirilmesi gerekiyor.

Yaksa yarın çok geç olabilir. Kurduğumuz üniversiteler de bu kötü imajın altına ezilmek zorunda kalır. Bu böyle biline…