Hatırlayacaksınız Halkın Partisi Başkanı Kudret Özersay’ın Kooperatif Merkez Bankasında yapılan bir takım yanlış icraatları dile getirmesinden sonra Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Tosunoğlu istifa etti.
Gerekçe olarak da son günlerde ortaya çıkan söylentilerle bankanın yıpratılmasına fırsat vermemek adına istifa ettiğini belirtti.
Oysa iddialar çok ciddi boyutlardaydı.
Ve bu tespitler KKTC Merkez Bankası raporlarına kadar yansımıştı..
Şimdi merak ettiğim şu..
Eğer bir kamu kuruluşu doğru icraatlarla usulüne uygun kararlarla yönetiliyorsa çıkan söylentilerden neden yıpratılsın.
Çıkarsınız kamuoyunun önüne doğru olduğuna inandığınız icraatlarınızı destekleyen belgeleri de açarsınız masanın üzerine ve hayır biz Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu olarak yanlış bir şey yapmadığınızı 7 düvele anlatırsınız..
Ha eğer bunu yapamayacak kadar ve bankayı zarara uğratacak şekilde tartışmalı işleri onaylayan kararların altına imza koymuşsanız o ihmale girer.
Ki bu da bir soruşturma sürecini gerektirir.
Yönetim Kurulu olarak tabi..
Ha bu konu bu kadarla sınırlı kalır mı?
Kesinlikle hayır..
Peki neden?
Çünkü bu kurumun başında olan yönetim kurulu üyeleri bu görevlere gökten zembille inmediler.
Onları oraya atayan siyasi irade de en az onlar kadar sorumlu olur yapıldığı iddia edilen bu yanlışlardan.
Dolayısıyla burada KKTC Merkez Bankasına da bir görev düşer.
Nedir bu görev?
Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulunun altına imza attığı ve bankanın zarara sokulmasına vesile olabilecek her yanlış uygulamanın açıklanması.
KKTC Merkez Bankası bunu yapar mı?
Bence yapmalı..
Hoş şimdi Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu Başkanı istifa etti.
Eyvallah…
Lakin diğer üyeler yerlerine oturmaya devam ediyorlar.
Oysa yapıldığı iddia edilen bu yanlış icraatların kararlarını hep birlikte aldılar ve altına imza koydular, şimdi başkanın istifasıyla bu iş biter mi?
Bitmez..
Bu işin yasal bir de boyutu var.
Ve bu boyut bankanın yönetim mekanizmalarında karar verici pozisyonunda olan herkesi yakından ilgilendirmektedir..
Zira toplumun gözünün içine baka baka aleni yapılan yanlışların tespiti halinde mutlak surette yasal bir karşılık olmalı.
Bir hukuk devleti ancak böyle tesis edilir ve itibar kazanır..
Aksi toplum vicdanı bir kez daha yara alır..