Önceki yazıda (http://www.starkibris.net/index.asp?haberID=255145) Crans-Montana sonrası her ağızdan dile getirilen ‘B PLANI’ kavramını sorgulamaya başlamıştık.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın hem kendi seçim kampanyası dönemine, hem de 2 yılı aşkındır sürdürdüğü Kıbrıs görüşmeler sürecine hiç de uyumlu olmayan yeni olgular içeren, devletler, kavramlar, Avrupa Birliği ilişkileri temelinde gibi aslında Akıncı öncesi dönemlere daha uygun bir ‘YENİ RESİM’ sunduğunu not ettik
Diğer yandan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Başbakanı Hüseyin Özgürgün, Crans-Montana sonrası oldukça az da olsa Kıbrıs’ın geleceği ile ilgili verdiği demeçlerde iki bölgeli iki toplumlu federasyona hiç de rağbet etmiyor, ancak sonuç konuşmasını da gözden kaçırmayalım!
‘’Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı, Başbakan Hüseyin Özgürgün,
İKİ TOPLUMLU, İKİ KESİMLİ FEDERASYON PARAMETRELERİNİN ORTADAN KALKTIĞINI VE BU PARAMETRELERDE GÖRÜŞMELERİN OLAMAYACAĞINI belirtti.
Özgürgün, “Kıbrıs Rum tarafı aklını başına alır, Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini, iki kesimliliği, Kıbrıs Türk halkının kayıtsız şartsız eşitliğini ve iki kurucu devletin eşit statüsünü kabul ederse, kabul ettiğini beyan ederse, görüşme ancak o zaman başlayabilir. Bundan önce görüşme olmaz” ifadelerini kullandı.
“Sıfır asker, sıfır garanti” hayali kuranların, asla o noktada bir anlaşma olamayacağını, Kıbrıs Türk halkı ve UBP’nin net duruşu ile anlamış olduklarını kaydetti. Özgürgün, Kıbrıs Türk halkı ve UBP’nin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) etkin ve fiili garantisi olmadan varılacak bir anlaşmaya “evet” demeyeceğini söyledi.
“İki kesimliliğin sulandırılmayacağı, iki kurucu devletin eşit statüsünden vazgeçilmeyeceği, Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin bulunmadığı bir anlaşmaya UBP asla ‘evet’ demez, demesi de mümkün değildir” dedi.
Her ne kadar da bu beyanatlarını Ulusal Birlik Partisi ilçe kongresinde ve UBP Genel Başkanı sıfatı ile yaptığı konuşmada söylemiş olsa da, KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün;
’’BU PARAMETRELERLE ARTIK GÖRÜŞME OLMAZ’’
demesine rağmen; ‘’Bugün Kıbrıs tarafı aklını başına alır, Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini,
İKİ KESİMLİLİĞİ, KIBRIS TÜRK HALKIN KAYITSIZ ŞARTSIZ EŞİTLİĞİNİ VE İKİ KURUCU DEVLETİN EŞİT STATÜSÜNÜ KABUL EDERSE,
kabul ettiğini beyan ederse görüşme ancak o zaman başlayabilir. Bundan önce görüşme olmaz” diye ekleyerek te, yeni planın, B Planının aslında mevcut plandan netice alabilmeyi zorlamaktan başka bir şey olmadığı algılamasını yerleştirmiyor mu?
Devam yazıda, Görüşmeci Özdil Nami, KKTC Meclis Başkanı Dr. Sibel Siber, KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ve Ankara Hükümetinin konu ile yetkili Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da B Planlarını değerlendiririz.
