Kıskançlığı soyunmak

Yaşamımın her evresinde bazı sözcükleri hiç sevmedim: Kin, nefret, hırs, kıskançlık...

Yaşamımın her evresinde bazı sözcükleri hiç sevmedim: Kin, nefret, hırs, kıskançlık...
Bana yaz ortasında kışı hatırlatırlar ve ruhum üşür...
Yaşam yolculuğumuzda istemesek de; bu duyguları taşıyanlarla mutlaka karşılaşırız...
Dozu aşırı olmamak kaydıyla aşkta kıskançlığa varım... Ben de kıskanırım...
Ancak sosyal ortamda, özellikle iş ortamındaki bitip tükenmeyen kıskançlıkların ÖZGÜVEN eksikliğinden kaynaklandığını ve ne başa bela bir şey olduğunu çok iyi bilirim...
Yaptığınız işten tutun da; başarılarınız, giyim kuşamınız, konuşmanız, davranışlarınız onlara batar...
Oysa en doğrusu, kişinin kendisiyle yarışmasıdır... Kıskanmak yerine ' Ben ne yapabilirim?' Sorusuna yanıtlar arayıp kendisini değiştirmesidir...
KISKANÇLIĞI soyunup alçakgönüllülüğü ve huzuru giyinebilirsiniz...
Eğer isterseniz elbette...

NAR ÇİÇEKLERİ
Sevgim
Nar çiçekleri
Saçına tak
Dudakların kıskansın...

Bir avuç
Bir avuç daha fırlattım
Gökyüzüne...

Kuş olup uçtular
Birazını da toprağa serptim
Gül olup açtılar...

Ayşe TURAL

SİSTEM YOK
Bir işlem için sabahın köründe kalkıyorum. Yollara düşüyorum.
Resmî bir daire burası...

7.30 da kapıdayım. Açılıyor. Numaramı alıyorum 303... Üçüncü sıradayım. Sekizde işlemler başlar deniyor.
8.10...
8.20...
Sistem yok diye geveliyor ağzının içinde bir görevli... Dediğini ben bile duymuyorum...

Bir açıklama yapmayacak mısınız, deyince cırtlak sesli bayan ' Demin yaptık ya duymadınız mı?' diye çıkışıyor bir de...
Saat 8.40. Hala tık! Yok...
Çalışanlar ikişer üçer grup halinde sohbette... Kimi içerde bir şeyler atıştırıyor belli ki! Ağızlar silinerek geliniyor. Kolayını bulsalar kahve partisi başlayacak...
Salonda en az 50- 60 kişi var... Homurdanmalar, yüksek sesle sohbetler başlıyor. Hala sistem devreye giremedi... Ne hikmetse...
Saat 8.50... Sistemsizlik diz boyu bir memleket olduk... Hala bir hareket yok... Yakınlarda oturan bir bey ' Bunlar her gün böyle. Dokuz olmadan başlamıyorlar... Her gün mü sistem yok!...' Diye söyleniyor...
Ne büyük bir başıbozukluk!
Anlamak mümkün değil! Düşünün herkesin işi gücü var ve tam bir saat boşa gitti, hatta bir buçuk saat...
Bekliyorum acaba 9.00 da başlayacak mı?
Yabancı bir ülkede böyle bir şey olsa yer yerinden oynar... Sesimizi kesip bekliyoruz...

SİSTEM YOK!
İyi de ne zaman SİSTEM oldu ki!

MOR HÜZÜNLER
' mor
en çok kadına yakışır'
derdiniz hani...

gözlerinizdeki hüzün
eteklerinize yapışıp kalmış
mahzun çocuk yüzleri gibiydi...

resimleriniz
niçin siyah-beyazdı sahi
yalnızlık sadece
puslu camlarınızda mı asılıydı...

siz
sizsiz mi sevmiştiniz
ötekileri...

içinizdeki yürek yakısı
ne zaman küllenmişti
bu çan da neyin çağrısı...

dar vakitlerin
köşesine sıkışıp kalmıştı da
kalp çarpıntısı...

hala
bir umuda ayak direyen
hüzün
kirpiklerinizden düştü düşecekti...

en onulmaz mevsimde
filize durdu akasyalar
size inat
duyuyor musunuz? ...
Ayşe TURAL

Zaman tıpkı bir masal prensesi gibi eteğini toplamış yavaşça geçiyor yanımdan... Gülümseyerek bakıyorum ardından...
huzurla...
mutlulukla...
en çok da sevgiyle...
......

LEFKOŞA GECELERİ
El ayak çekilince
Kuşbakışı bakarım sana

Yüzyılların paslı uykusunda surlar
Ruhlar dolaşır kuytularında...

Bir el
Yıkıldım yıkılacağım diyen
Eski konakları okşar...

Merdiven basamakları gıcırdar
Uzun eteği sürünür
Çağ öncesi bir gelinin...
Gizlice süzülür ıssız sokaklara
Dudaklarında gizemli bir melodi...

Ay ışır gökyüzünde
Gecenin bilmecesini döker
Lefkoşa'nın üstüne...

Bir kuytuda aşıklar fısıldaşır
Adem'le Havva'dan gelen...

Perdesi uçuşan evde
Bir bebek ağlar...
'Hişt...' diyen sakin sesi annenin
Uzanır sıcacık eli...

Bir kol sarılır uykusunda
Sarmalar
Kucaklar
Sıcacık bir bedeni...

Gölgeler
Birken iki olur...
Yıldıza keser gökyüzü
Ayın yüzüne tülünü çeker bulut
Yarınların buğusundan...
AYŞE TURAL

AŞK, ONU KAYBETTİKÇE BULMAKTIR BİRAZ...

Aşk, büyülü bir sözcüktür bence... Aslolan adınla başlamaktır söze... Adını her duyuşta gülümsemektir... Hatta adını taşıyan kişileri bile biraz sevmektir sanki...

Aşk, içini ısıtır adamın zemheride... Kolsuz kanatsız kaldığında bile havalara uçmaktır, aşk... Hayata meydan okumaktır yüz kere, bin kere...

Aşk, adama bütün tövbeleri bozdurur... İnandıkların yerle yeksan olur... Un ufak olur, kırılır, parçalara ayrılırsın...

Aşk, onu kaybettiğinde bile bulabilmektir, yüreğinin en derin köşesinde... Aşk, onu her hatırlayışında burnunun direğinin sızlamasıdır...

Ağzına götürdüğün lokmanın boğazında kalmasıdır biraz... Yutarken gözünden süzülen yaştır, aşk... Bazen en büyük yasın, bazen şölenin olur...

SAÇLARIN BULUT GÖLGEN AĞUSTOSUM

her sabah
kahkahalarım düşer boynuna
köşe bucak aranırken beni
kucağında buluverirsin...

işte o zaman
saçların bulut olur
gölgen ağustosum...

hüzünlü bir şarkıda buluşuruz seninle
bir aşkı başlatır, ağustos güneşi
hatırla
mayıs yağmurlarında rastladım sana...

sevişmeler ertelenirse
bilinmezlere düşer
haydi gel
hüznü uğurlayalım
ateşböcekleriyle...

gece yarısı
bir köprü armağan etmeye gelirsin
parçalanır beni öptüğün zaman
körfezlerim
limanı olur gemilerinin...

işte o zaman
saçların bulut olur
gölgen ağustosum...
Ayşe TURAL

KAYGI DUYMAK
Bir düşünür ' İnsan, kaygı duyuyorsa bu iyi bir şeydir.' diyor. Gerçekten de öyle... Kaygı duymak, bir şeylerin farkına varmak anlamına geliyor çünkü. Sizi uyarıyor, dikkatli olmanızı, uyanık olmanızı sağlıyor...
Hatta daha ileri giderek, o konuda önlemler almanızı, planlar yapmanızı gerekli kılıyor. Ne güzel!
Kaygı duyunca, harekete geçiyorsunuz... Yani bir şeyler yaratıyorsunuz... Ne büyük mutluluktur bunu yapabilene... Her duygunun olumlu yanını bulup çıkarmak gerek diye düşünenlerdenim ben...

GİDİŞLER

her gidişin ardından
gözlerim yarı kapalı
mayhoş bir tat ağzımda
paslı bir dünden kalma...

akar hayallerim
yarınlara
geceden kalma bir yalnızlık
dünden bugüne
sıcak öğle sonrasının bungunluğunda...

pişmanlıklar fayda etmez bilirim
bilirim ya
yaz rüzgarına
yine de
boyun eğer saçlarım...

nasıl da inanırım
uçuç böceğinin havalanışına
gönlümün pervanesi
kanatlanıverir başka bahara...

Ayşe TURAL

GÜNÜNÜZÜ GÜZELE BOYAYIN...
Günaydınla başlayıp söze güzel şeyler düşünün önce... Aynaya bakıp kendinizi güzelleştirin... Saçınızı farklı tarayın mesela... Hiç giymediğiniz bir elbise seçin, neşeli olsun... Gülümsetsin sizi... Etrafınıza sevgiyle bakın...
Kimlerin yüreğine dokunabilirsiniz?
Kimlere küçük yardımlarda bulunabilirsiniz?
Sizin için külfet sayılmayan ama başkasının hayatında önemli olacak maddi manevi desteklerde bulunun...

Kendinize kocaman AFERİNleriniz olsun...
İnsan olmanın onuruyla gününüzü güzele boyayın...


UMUTSUZLUK

Köyümün horozları
Kavgasında gün ışıklarının
'Sen sus! Adını unuttuğum...! '

Çeltikler boy atıyor
Bembeyaz kundaklarında...

En bölünmezlerini topluyorum
Sayıların....

Tığ uçlarında yoksun artık.
Gömesim geliyor en derinine
Umutları...

Ayşe TURAL


GECE YARISI...
' gece yarısını vururken saatler, bakışların düşer aklıma bakışlarını özlerim...' misali hep hüzün düşer akla...
Olumsuzluklar çalar sanki kapımızı...
Geceler bizi daha duygusal yapar... Hatta biraz da karamsar... Gecenin karanlık örtüsünde kaybolmuş gibi hissederiz kendimizi...

Oysa silkinmelisiniz kötücül duygulardan... Gözyaşlarınıza geçit vermemelisiniz...
Yarın sabah güneş evreni aydınlattığında, umutlar yeni baştan yeşerecek, hayatınıza sürprizler yıldız misali akacak...
Siz yepyeni bir güne uyanmış olacaksınız...
Haydi korkmadan, derin bir uykuya dalın... Melekler size iyilikleri taşısın.. Allah rahatlık versin...
Bu haber 2698 defa okunmuştur

:

:

:

: