Çağdaş̧ bir devlet, sosyal bir hukuk devleti olmak zorunda olduğuna göre öncelikle vatandaşlarının en kutsal hakkı olan yaşama hakkını güvence altına almak zorundadır.
Peki, Kuzey Kıbrıs’ta bu böyle mi?
Değil.
Nitekim gerek devletin gerekse işverenin ihmali neticesinde iş kazası adı altında cinayetler işleniyor bu ülkede.
Ve Çalışma Bakanı çıkıyor ve eğer bakanlık olarak inşaatları denetlemeye kalkarsak bu ülkede inşaat sektörü kalmaz diyor..
Lakin ne acıdır ki insanlar inşaatlarda böylesi bir ihmalden dolayı ölmeye, ya da sakat kalmaya devam ediyor.
Bu nedenle çağdaş devlet, bu görevini yerine getirecek olan tüm önlemleri belirlemek; bunların işyerlerinde uygulanmasını sağlamak ve bunları sürekli olarak düzeltmekle yükümlüdür.
Bu bir yükümlülüktür.
Sorumluluk ve yetki alan kişinin iradesine göre belirlenmez.
Bilindiği gibi hukuk devletinin temel özelliği tüm kuralların önceden belirlenerek
kamuoyunun bilgisine sunulmasıdır. Devlet bu görevini kanun, tüzük, yönetmelik gibi mevzuatı oluşturarak yerine getirir.
Takdir edersiniz ki hukukun amacı sorun yaratmak değil, yaratılmış olan sorunların en doğru bir şekilde çözümlenmesini sağlamaktır.
İşverenin işyerinde teknik ilerlemelerin getirdiği daha uygun sağlık şartlarını sağlaması; kullanılan makinelerle alet ve edevattan herhangi bir şekilde tehlike gösterenleri veya hammaddelerden zehirli veya zararlı olanları, yapılan işin özelliğine ve fennin gereklerine göre bu tehlike ve zararları azaltan alet ve edevatla değiştirmesi, iş kazalarını önlemek üzere işyerinde alınması gerekli tedbir ve araçları ve alınacak diğer iş güvenliği tedbirlerini devamlı surette izlemesi esastır.
Bunu kim izleyecek?
Çalışma Bakanlığı çatısı altında ki müfettişler ve/veyahut denetçiler.
Buradan da görüleceği gibi, yasa koyucu bu hükümlerde daha çağdaş bir görüşten hareketle, işyerinde alınabilecek bütün güvenlik önlemleri açısından işverenleri sorumlu kılmakta, işçilerin sorumluluğu ise sadece alınacak bu önlemlere uymakla sınırlandırılmaktadır.
Çağdaş devletin asli görevi de şüphesiz denetimdir.
Eğer inşaatları denetlersek memlekette inşaat kalmaz demek gibi bir gaflet içerisine düşmek değildir.
Denetimsiz olarak bir kuralın uygulanabilirliğini savunmak söz konusu olamayacağına göre, işyerlerinin işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından sürekli olarak denetlenmesi gerekmektedir. Yukarıda da belirtildiği gibi bu görev, de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müfettişleri tarafından yerine getirilmelidir.