Zaman çok çabuk geçiyor.
Zamana ayak uydurmak zor, ertelediğiniz her ne varsa gün gelir karşınıza çıkar.
Tüm sorunları böyle büyütmedik mi?
Bu coğrafya bir türlü kendi olamadı.
Kendine uygun yaşam koşullarını, yönetim şekillerini hayata geçiremedi.
Bunun yanında mevcut koşulları da başka merkezlerden kopyalayarak kendine uydurmaya çalıştı.
Olmadı, olmuyor, fakat ısrar devam ediyor.
Geçen yıl bu zamanlar, eğitimin yeniden başlamasını ve yaz saati uygulamasının devam edip, etmeyeceğini tartıştık.
Bir yılı geride bıraktık, sorunlar ve konuşulanlar aynı.
Çözüm, irade, çaba yok, durumu idare etme her alanda tek amaç.
Rotasız, plansız, programsız, amaçsız nereye kadar?
Yeni eğitim yılı başlarken;
Devlet okullarında durum nedir?
Tamiratlar, eksiklikler bitti mi?
Personel, yapı, öğretmen eksiklikleri, nakiller tamamlandı mı?
Eğitime ara verilen sürede hangi çalışmalar yapıldı, sonuçlandı?
Özel eğitim isteyen çocuklar için bir adım var mı?
Bazı okullarda ciddi yığılmalar yaşanıyor.
Bazı okullarda çocuğunu kayıt ettirmek isteyen veliler tartışmalara sebep oluyor.
Birkaç okul herkesin tercihi ve bu ciddi sorunlar yaratıyor.
Bu okulların bu kadar çok tercih edilme sebebi nedir, bunlar üzerinde çalışma yapıldı mı?
Diğer devlet okulları da bu okulların seviyesine nasıl getirilebilir?
Hepsi planlama, hazırlanma ve bir süreç işi.
Bildik sorunların her yıl yaşanmasının önüne geçilemiyor, bir o kadarı da okullar açıldıktan sonra gündeme gelecek. Eğitimin başladığı ilk günlerden itibaren sendikal grev ve eylemler yine konularımızdan olacak.
Bir de saat konusu var.
Hükümet kış saati uygulamasına geçilmeyeceğini açıkladı.
Bir yıl önce yaşananlar, özellikle Değirmenlik dağ yolunda meydana gelen trafik kazası ve sonucu bugün için bir tecrübe olmalı.
Geçen yıl yaşananlar örnek alınmalı, sabah çok erken saatlerde okula ve işe gitmek için yola koyulan insanlar ciddi tehlikeler yaşadı.
Arabaların plakalarını 'AB' için değiştirmeyi getiren hükümet, aynı 'AB' için kış saati uygulamasına neden geçmiyor?
Bu konu hazırlık ve önemli bir gerekçe ister.
Kış saatine geçilmeyeceğini tahmin ediyorduk, ama herhangi bir hazırlık yapılmadığından 'acaba mı?' sorusu akıllardaydı.
Geçen yıl aynı konuyla ilgili şunları yazmıştım;
'Şimdi, çalışma yapıldığı, kararlar alınacağı söyleniyor.
Kamuda ve okullarda mesai saatlerinin değiştirilmesi düşünülüyor.
İlk adım bunlarsa çözüm değil.
Bunun başka etkenleri, yaratacağı başka sorunları olacak, bir çarkı bozar gibi başka getirileri olacak.
Atılacak adımların ilki yaz saati uygulamasından vazgeçmektir, başlangıç noktası budur.
Bunda ısrar etmenin, görmezden gelmenin mantığını çözmüş, anlamış değilim.
Yani 'biz bir karar aldık geri adım atmayız' düşüncesi mi bunu erteliyor.
Mesai saatlerinin değiştirilmesi mi daha kolay, yoksa kış saati uygulamasına yeniden geçilmesi mi?
Bu ülkenin şartları belli, coğrafyası, yüz ölçümü belli, burayı her gün yüzlerce olayın yaşandığı bir ülkeyle kıyaslayamazsınız.'
Bugün de aynı noktadayım, üzücü olan kesin çözümler yerine hep tekrar yapmamız.
Ve hep çözümsüz kalmamız.