BOLLUK İÇİNDE YOKLUK VAR

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Başhekimi Dizdarlı, hastanede 147 doktor olduğunu, bu sayının nüfusa oranla yeterli olsa da bazı branşlarda eksiklik, bazı branşlarda fazlalık, bazı branşlarda da hiç doktor olmamasından dolayı sıkıntı yaşandığını ifade etti

Suna ERDEN

Ülkenin en tartışmalı konularının başında sağlık ile ilgili aksaklıklar geliyor. Özellikle devlet hastaneleri zaman zaman şikâyet konusu olurken, kimisi doktor bulamamaktan, kimisi işlemlerin geç yapılmasından yakınıyor.

Ülkenin merkezi devlet hastanesi niteliği taşıyan Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi de kimi zaman şikâyetlerin odak noktasını oluştururken, hastane başhekimi Bülent Dizdarlı, Star Kıbrıs’a yaptığı açıklamalarda önemli noktalara dikkati çekti. Dizdarlı, şuanda hastanede 147 doktorun görev yaptığını ancak bazı branşlarda fazlalık olurken bazı branşlarda da eksiklik olduğunu vurgulayarak, organizasyonsuzluktan dert yandı.

Dizdarlı, “Eğer mevcut olan 147 doktor adil olarak dağılsaydı sıkıntı olmazdı” dedi. Başhekim Dizdarlı, Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde aksaklıklar yaşandığını ancak iyiye doğru gelişmelerin de olduğunu ifade ederek, birçok konuya değindi.

SAYISAL DAĞILIM ADİL OLMADI

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde şuanda asistanlarla beraber 147 doktorun görev yaptığını ifade eden Dizdarlı şunları söyledi:

“Aslında sayısal baktığımızda nüfusa göre yetmesi gerekir ancak organizasyon yok. Mesela bu doktorların 8’zi ortopedist, 6’sı jinekolog, 5’şi Kulak Burun Boğaz doktoru. Şuanda kardiyoloğa ihtiyacımız var. Acil hekime ihtiyaç var ama bir tane dahi yok. Adli Tıp Uzmanı sadece bir kişi var. Yıllardır bir hematolog görev yapıyor. Doktorların branşlaşmasında ciddi anlamda sıkıntılarımız var. Bunu gidermek için organizasyon gerekiyor. Ayrıca Tıp Fakütlesi’nde yönlendirme olayı yok. Şöyle ki: tıp öğrencisi göz doktoru olmaya karar veriyor ancak bu ülkede göz doktoruna ihtiyaç yok. Çünkü yeter derecede göz doktoru var. Peki bu ülkenin neye ihtiyacı var buna bakmak ve bu yönde ilerlemek gerekiyor. Mesele kardiyoloğa, adli tıp uzmanına, acil hekime ihtiyaç var. İhtiyaca göre organizasyon yapılırsa sıkıntılar da aşılabilir. Eğer mevcut olan 147 doktor adil olarak dağılsaydı sıkıntı olmazdı.”

ETİK DURMUYOR

Son zamanlarda iyileşme görülse de çalışma saatlerinin de yetersiz olduğunu kaydeden Dizdarlı, ayrıca hastanenin iş ilişkilerinin de gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Dizdarlı şöyle konuştu:

“Gerek sevk edilen kurumlarla hastanemiz arasındaki gerek özel sektörle kamu sektörü arasındaki ilişkiler gözden geçirilmeli. Hastanedeki bazı branşlarda çalışan doktorlar başka bir hastanede de çalışabiliyor. Bizim sevk ettiğimiz hasta sevk ettiğimiz yerde ilgili hekim tarafından tedavi ediliyor. Bu da hiç etik durmuyor. Devlet hekime hastayı buluyor ve üstüne para veriyor.”

İYİ ŞEYLER DE OLUYOR

Dizdarlı, Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde geçmiş yıllarda en büyük şikâyet konularında iyiye doğru ilerleme olduğunu söyledi. Dizdarlı sözlerini şöyle sürdürdü: “Şuanda kan tahlili sabah verildiğinde öğlen çıkıyor. Tomografi 3-4 günde çekilebilir. MR 7 ile 10 güne düştü. Sıkıntımız ultrason görüntüleme metotları ve kardiyolojide eko eksikliği vardır.

Sağlık Bakanlığı bu konuda hassas; kendilerine bazı önerilerde bulunduk. Her radyoloğa bir ultrason her kardiyoloğa da bir eko cihazı istedik. İhalesinin açıldığını öğrendik. Bu beni çok mutlu etti. Bu aletler alındığında 3-5 hafta arasında değişen işlemler daha seri bir şekilde yapılabilecek. Öte yandan hastanemizde randevu sistemine geçilmesinden dolayı eskiden olduğu gibi sabahın erken saatlerinde kapılarda yığılma olmuyor. Yakında numaratörü de kaldıracağız. Artık randevulu hasta gelirse kabul ediyoruz. Kışın soğuğunda, yazın sıcağında kimse kapıya dayanmak zorunda kalmayacak. Sürecin tamamen oturması için zaman gerekiyor. Biz titizlikle devam ediyoruz.”

İNSANLAR GÖRÜYOR, TALEP EDİYOR

Sağlık sektörünün devamlı gelişen bir sektör olduğunu, bunun yanında teknolojinin de gün geçtikçe geliştiğini kaydeden Dizdarlı, insanların internet sayesinde her tür bilgiye ulaştığını söyledi.

Hastalıklar konusunda da insanların daha bilinçli hale geldiğini, tedavi yöntemleri ve tedavide kullanılan aletler hakkında internet sayesinde bilgi sahibi olduklarını ifade eden Dizdarlı, hastaların doğal olarak tıpta gelişen teknolojileri talep ettiklerini söyledi. Bunu sağlamanın devletin görevi olduğunu dile getiren Dizdarlı, devletlerde kendi olanakları çerçevesinde talepleri karşıladığını kaydetti.

Dizdarlı,”Teknoloji sayesinde insanlar hastalıkları hakkında bilgiye ulaşıyorlar ve ne gibi aletler kullanıldığı da biliyorlar. Doğal olarak bunu talep ediyorlar. Devlet ise bunu karşılamak zorundadır ancak tam anlamıyla bu görev yerine getiriliyor dersem kendi kendimi inkâr etmiş olurum” dedi.

DEVLET ÇOK HANTAL

Başhekim görevinde karşılaştığı zorluklara da değinen Dizdarlı, Ekim 2016 tarihinde göreve geldiğini, 22 yıllık meslek hayatı olduğunu, sivil toplum örgütlerinde çeşitli kademelerde çalıştığını ancak son bir yılda öğrendiği şeylerin kendisi için bir deneyim olduğunu dile getirdi. Dizdarlı, başhekim olduktan sonra devletin hantal yapısında yakından tanıklık ettiğini ifade etti.

Dizdarlı, aylarca tamamlanamayan ihaleler, talep edilen aletlerle ilgili aylarca süren bürokratik yazışmaların kendisini rahatsız ettiğini belirterek, “Bürokrasiden son derece rahatsızım” dedi.

Dizdarlı şunları ifade etti: “başhekimlik görevinde karşılaştığım ve en fazla rahatsız olduğun konu devletin hantal yapısı. Bunun dışında hekim arkadaşların zaman zaman yaptıkları kaprisler. Mesela bir sağlık kurulu raporu imzalanacak günlerce masasında bekletiyor ve sorduğumda imzalamak için vakit bulamadığını söylüyor. Ya da iki doktor arasındaki sorun günlerce sürüyor ve bu iş yansıyor. Bunlar beni çok meşgul ediyor ve yoruyor. Ayrıca hastaların bazı haksız talepleri de oluyor. Örneğin özel oda talep ediyor. Özel odalarda boş yer olmadığını söylediğimde bu talebinde ısrarcı oluyor ve beni atlayıp daha üst makamlara gidiyor. Veya muayene olmadan başka bir yere sevk edilmeyi talep ediyor. Bu tip haksız istekler de beni yoruyor. İnsanlar “Ben erken MR çektirmek istiyorum. Ben erken ameliyat olmayı talep ediyorum” derse hiçbir şikâyetim olmaz.”

Dizdarlı, devlet olanaklarının tüm talepleri karşılamaya yetmeyebileceğini, sürekli gelişen teknolojiye ayak uydurmanın çok büyük bir bütçe gerektiğini ifade ederek, “Aksaklıklar oluyor ancak iyi gelişmeler de yaşanıyor. Önemli olan bardağın boş tarafına mı dolu tarafına mı bakacağız” dedi.
Bu haber 161 defa okunmuştur

:

:

:

:

DİĞER HABERLER