Son yapılan kamuoyu araştırmasında kabinede Başbakan Özgürgün’den sonra en çok beğenilen ve güvenilen bakan olarak yer alan Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Ada TV’de 90 dakika boyunca canlı yayın konuğum oldu.
Son yapılan kamuoyu araştırmasında kabinede Başbakan Özgürgün’den sonra en çok beğenilen ve güvenilen bakan olarak yer alan Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Ada TV’de 90 dakika boyunca canlı yayın konuğum oldu.
Ay başında Türkiye’ye yaptığı ziyareti ve incelediği kooperatif örneklerini anlatan Bakan Çavuşoğlu, Konya’da yaratılan Torku, mucizesinden örnekler verdi.
“Konya’da şeker pancarı üreten insanlar yıllar önce bir araya geldi ve Konya Şeker adında bir fabrika kurdu. Bu insanlar 14 yıl önce de Torku’yu kurdular. 60 bin çiftçi bu kuruma üye oldu. Şeker pancarı tarlasından başlayan serüven şu anda 48 fabrikayla yıllık 12 milyar TL ciroya ulaştı. Çalışan sayısı 15 bin kişi oldu. KKTC bütçesinin 4.5 milyar TL olduğunu düşünürsek, 60 bin çiftçinin üye olduğu Torku’nun yılda 12 milyar TL’ye ulaşan ciroyla yarattığı mucizeyi daha iyi anlayabiliriz. KKTC’de emeklileri ayırdığımız zaman devlette çalışan kişi sayısı 14 bin 500. 15 bin kişinin çalıştığı Torku bu anlamda mali büyüklük ve çalışan sayısıyla KKTC’den daha büyük bir konuma erişmiş durumda.”
KKTC’de de bu anlamda gelişme için kooperatifleşmenin önemine dikkat çeken Tarım Bakanı, ne yazık ki üreticiyi ikna etmekte büyük zorluk yaşadığını söyledi. Geçmişte bazı menfaatçi kişilerin kooperatifleri çökerttiğini, o kötü anılar nedeniyle bugün halkın bu kuruma soğuk baktığını anlatan Çavuşoğlu, bunun aşılması gerektiğini söyledi.
Et, sebze ve meyve fiyatlarıyla ilgili vatandaşlardan gelen yüksek fiyat eleştirilerini hatırlattığım Çavuşoğlu, serbest piyasada fiyatlara müdahale etmekte yaşanan güçlüğe dikkat çekti. Piyasayı oluşturan aracıların fiyatların oluşması sırasında daha vicdanlı olmaları gerektiğini söyledi.
Türkiye’den gelen suyun denize dökülmesine yönelik eleştirileri yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
“Türkiye’den Kıbrıs’a su aktığı günden beri su denize akar. Bu gerçeğin altını çiziyorum. Bu teknik bir sebepten dolayıdır. Bu boruları döşeyen müteahhit firma 2 yılda 75 milyon metreküp suyu o borulardan geçirip buraya ulaştırması gerekiyordu. Türkiye’de denize akacağı yerde burada denize akıyor. Nedeni budur”
“Madem geliyor, neden değerlendirmiyoruz, tarımda kullanmıyoruz” eleştirilerime ise “Su ancak tarlalara borularla dağılabilir. Bunun için ihale açtık. İhale süresi 3 yıl. Buraya getirilecek aletlerin kurulma süresi bile 8 ay. Dolayısıyla tarım sulama borularının döşenmesi için en az üç yıl gibi bir süreye ihtiyaç var” diyerek acı gerçeği dile getirdi.
“Dolayısıyla gelecek yıl su gelmezse biz ölürüz” diyen çiftçilerin de gerçeği görmesi gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, toplam maliyetin 700 milyon lirayı bulduğunu söyledi. 2013’ten bu yana bu meselenin ihmal edildiğini de itiraf etmeden geçmedi.
40 yıldır yapılamayan Tarım Master Planı’nı bakanlık olarak hayata geçirdiklerini anlatan Bakan Çavuşoğlu’nun bu konuya verdiği öneme katılmamak elde değil.
Halkın daha iyi anlaması için bu planlamanın önemini şöyle açıklayabiliriz aslında.
Domatesi yazın bile 7 liraya yediysek, o domatesin fiyatının 2 liraya düşmesini sağlayacak plandır tarım master planı. Ne yazık ki KKTC bu planın çıkması için 40 yıl beklemek zorunda kalınmıştır.
Umarım 40 yıl sonra hazırlanan bu planın gerektirdiği yasal altyapı da oluşturulur. Çünkü çarşı pazarda can yakan sebze meyve fiyatlarındaki pahalılığa ancak bu çare olabilir…