Dış ticaret açığı, dış ticaret ile ilgili olan bireylerin aklındaki ilk sorular arasında bulunan bir kavramdır. Cari açık oluşumuna neden olan ve ülkelerin korkulu rüyası olan dış ticaret açığı, ülke dışı alım ve ülke dışı satım faaliyetlerinin dengesizliğinden ötürü oluşmaktadır.
İhracat miktarı, ithalat miktarını karşılamalıdır. İthalatın da üzerine çıkan ihracat demek bir ülkenin mali refahı demektir. Dolayısı ile bir ülkenin ihracatının ithalatından fazla olması, ülke ekonomisinin dış ticaret fazlası olduğu anlamına gelmektedir. Yerli üretim çalışmalarının arttırılması ile azaltılmaya çalışılan ithalatın yanı sıra imalatı gerçekleştirilen ürünlerin yurtdışına satışının yapılması dış ticaret açığının engellenmesi adına olumlu sonuçlar doğuracaktır.
Ülkemizi örnek olarak ele aldığımızda; dış ticaret açığı vermemizin temel nedenlerini aşağıdaki şekilde sıralayabilmek mümkündür.
1. Yerli üretimin olmaması
2. Dışa bağımlılık
3. Yeraltı ve yerüstü zenginliklerinden yeterince faydalanamamak.
Ülkelerin enerji kaynakları olan petrol, doğalgaz ve benzeri enerji kaynakları için dışarıya bağımlı olmaları, ekonomileri açısından bir tehdit oluşturmaktadır. Dış ticaret eğitimi ve dış ticaret kursu ile cari açık kavramlarının öğrenilmesi gerekmektedir.
Kısacası bir mal satın alındığı zaman (yani ithalat yapıldığı zaman) bu mal ve hizmetlerin toplam değeri, ülkenin ithalat miktarını ifade etmektedir. Bir ülkenin bu şekilde mal alım ve satımlarının dengesi dış ticaret dengesini göstermektedir. Yani dış ticaret dengesi, ihracat ile ithalat miktarları arasındaki ilişkiyi göstermektedir.
Eğer bir ülkenin ihracat rakamları ithalat rakamlarından büyükse, ülke ekonomisi dış ticaret fazlası gösteriyor demektir. Ancak bir ülkenin ihracat rakamları ithalat rakamlarında düşük ise bu defa ülke ekonomisi dış ticaret açığı veriyor demektir.
Şu nokta önemlidir: İthalat ne kadar fazla olursa ülkenin döviz çıkışı o kadar yüksek olur. Buna karşılık ihracat ne kadar fazla olursa ülkenin döviz girişi o kadar yüksek olur. Ülke ekonomisi ve refah seviyesi açısından dış ticaret işlemlerinde ihracat rakamlarının ithalat rakamlarından yüksek olması her zaman iyidir.
O halde özet olarak anlatmak gerekirse, üretimi olmayan, ya da ithalat yapabilecek seviyede üretmeyen, dışa bağımlı bir ekonomi ile ithalata dayalı bir para çıkışının devamlılık kazandığı bu coğrafyada yani Kuzey Kıbrıs’ta dış ticaret açığının 594 milyon dolara ulaşması olumlu bir gidişat değildir.
Nitekim göstergelere baktığımız zaman Ocak ve Mayıs aylarındaki ihracaat geçen yıla göre yüzde 4.22 oranında azalırken ithalat yüzde 10.95 oranında bir artış gösteriyor.
Ki bu da şu anlama geliyor, üretip satmak yerine dövize dayalı bir alım yapıyoruz.
Dolayısıyla ekonomiden bir para çıkışı gerçekleşiyor.
Ki bu da şüphesiz ekonominin daralmasına sebep oluyor.
Bu durum da haliyle ekonomiyi olumsuz etkiliyor.
O halde üretmemiz lazım.
Ve en önemlisi ürettiklerimizi satmamız lazım.
Bu da tabi ki dış ticaret hacminin ihracaat odaklı geliştirilmesine bağlı.
Nitekim dış ticarette farklı ürünlerle yeni pazarlara yönelmemiz zaruri oluyor.