“Hükümet gerçek anlamda özerkliği sağlayan bir DAÜ yasasını Meclis’e götürmeli”

DAÜ-SEN, hükümetin DAÜ Yasası için DAÜ Senatosu tarafından hazırlanan önerileri gündeme alarak, “gerçek anlamda özerkliği sağlayan bir DAÜ Yasasını” Meclis’e götürmesi gerektiğini kaydetti.

DAÜ-SEN yazılı açıklamasında, İlker Edip’in başkanlığındaki DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun, aldığı son kararla uzun bir süredir sendika tarafından talep edilen, DAÜ’ye özerklik verilmesinin ne kadar yerinde olduğunu bir kere daha gösterdiğini belirtti.

Açıklamada, rektörlük tarafından koordinatörlük görevine son verilip fakültesindeki görevine dönmesi kararlaştırılan bir öğretim görevlisinin, VYK tarafından danışmanlık görevine getirildiği belirtilerek, söz konusu öğretim görevlisinin hükümetin büyük ortağı Ulusal Birlik Partisi’nden (UBP) geçmişte milletvekili aday adayı olmasının, “alınan kararın siyasi boyutunu şüpheye yer bırakmaksızın gözler önüne serdiği” savunuldu.

VYK tarafından alınan kararın hem Üniversite Yönetim Kurulu hem de Üniversite Senatosu tarafından oy birliği ile kınanmasının üniversitenin bu gibi konularda olan hassasiyetini sergilediği ifade edilen açıklama şöyle devam etti:

“Aslında söz konusu karar, konuyla ilgili yapılan Senato toplantısında da dile getirildiği gibi, UBP-DP hükümeti tarafından atanmış VYK ile seçilmiş Rektör ve ekibi arasında -amaç ve önceliklerin farklı olması sebebiyle- uzun zamandır devam eden sorunların bardağı taşıran son damlası olmuştur. Bu kararın ortaya çıkardığı resim şöyle özetlenebilir:

VYK, karar alırken Üniversite çıkarlarını değil siyasi hedeflerini ve zümresel çıkarları ön plana koyuyor. VYK için önemli olan DAÜ değil, parti yandaşlarının çıkarlarını korumak. VYK, siyasi amaçlarını gerçekleştirmek için kural ve temayül tanımaksızın akademik konulara da karışmakta bir sorun görmüyor. VYK, seçimle işbaşına gelmiş olan Rektör ve ekibinin kararlarını, eğer mensubu oldukları siyasi partilerin çıkarlarına ters ise, tanımıyor. VYK, DAÜ’nün bugününün ve geleceğinin göreceği zararları umursamadan partizanca kararlar alarak parti yandaşlarının çıkarlarını korumakta bir sakınca görmüyor. VYK, eğer Rektörlük kendilerine söyleneni yapmazsa (yasalara ve teamüllere aykırı olsa bile)misilleme yapmak için DAÜ için hayati olan kararları ertelemekten veya süreci yavaşlatmaktan çekinmiyor. VYK, güç odakları tarafından çok sıkıştırıldığı zaman partizan kararlar almak üzere Rektörlüğün davet edilmediği gizli toplantılar yapmakta ve kararlar almakta bir sakınca görmüyor.

Yani, kısacası, siyasi atamalarla oluşturulan VYK kendisini Üniversite’nin tek sahibi zannediyor ve üyesi oldukları partilerin çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapabileceğini düşünüyor. Anlaşılan o ki hükümet ortaklarının VYK başkanına biçtiği misyon DAÜ’yü iki partinin çiftliği haline getirmektir. Sayın İlker Edip’in başkan olmasından beri VYK’nın takındığı tutum ve yapmaya çalıştıkları VYK eski başkanı Sayın Mehmet Bayram’ın istifa sebeplerini de akıllara getiriyor.

Onun için bir kez daha hatırlatmak gerekiyor: DAÜ’nün sahibi Kıbrıs Türk halkıdır; DAÜ’yü bugün bulunduğu konuma getiren akademisyeniyle, yönetsel personeliyle, işçisiyle DAÜ çalışanlarıdır. Bu kadar fedakarlık, bu kadar emek VYK üyeleri DAÜ kaynaklarını kendi parti yandaşlarına dağıtsın diye ortaya konmuyor. DAÜ idari ve mali açıdan tam özerkliğe sahip olmadığı sürece bu sorunların devam edeceği de açıktır. O yüzden VYK’yı ve hükümeti kişilerin ve zümrelerin değil, DAÜ’nün ve dolayısıyla toplumun çıkarları için hareket etmeye çağırıyoruz. VYK partizan kararlar alma, DAÜ’nün işleyişini baltalama girişimlerine derhal son vermelidir. Hükümet de DAÜ Yasası için DAÜ Senatosu tarafından hazırlanan önerileri gündeme almalı ve gerçek anlamda özerkliği sağlayan bir DAÜ Yasasını Meclis’e götürmelidir.”

Bu haber 36 defa okunmuştur

:

:

:

:

DİĞER HABERLER