'Sen adam olmazsın'

Okulların açıldığı haftayı gerilerde bıraktık. Çocuklar öğrencisi oldukları okullarına gitmekte , öğrenimlerini sürdürmektedir...

Okulların açıldığı haftayı gerilerde bıraktık. Çocuklar öğrencisi oldukları okullarına gitmekte , öğrenimlerini sürdürmektedir... Derslerde müfredata göre ilerleyiş, anlatım ödev derken bir takım çocukların ailesininden duyduğumuz çocuklarının verimli ve kendisini başarıya taşıyacak çalışma sistemini evinde anne ve babaya göre yerine getirmediğidir. Çocuğunun başarısını isteyen ailenin kaygısına katılmakla beraber okul çocuk ve aile üçgeninde denge son derece önemli bir etken. Bu dengenin sağlanması,öğretimin ilk yılından başlatılması gereken bir durum. Her ailenin çocuğuna sağlayacağı imkanlar elbette sınırlı. Bu imkanların yeterince kullanılması, çocukların menfaati yönünde olacaktır...Ailenin çocuğuna kişiliğin oturması yönünde verebileceği motivasyon vardır. Çocuğuna 'sen mutlaka yaparsın', 'sen başarılı olacaksın, yeter ki günlük olarak derslerine çalış' demek varken devamlı çocukta 'sen yeterince ders çalışmazsan başarısız olacaksın' algısı yaratmak doğru değildir. Çocuklar övüldükleri zaman daha bir sakin olurlar, hayata bakış açıları aldıkları ders notu ile kısıtlı kalmaz, sosyal çevresinde kendini daha güçlü hisseder. Hepimiz çocuk olduk, hepimiz okula gittik, hepimiz ders çalıştık peki sınıfımızdaki çocuklarla, hepimizin şartları aynımıydı hayır değildi. Zamanımızda her ailenin çocuğuna sağladığı çalışma ortamı arasında şimdiki imkanlarla aramızda çok farklılıklar vardır. Eski zaman evlerinde doğacak çocuğa göre planlanan ve yaptırılan evler ve ayrı çocuk odaları yoktu. Kardeşler aynı odayı paylaşanlardı. Genelde ders çalışma masası mutfaktaki yemek masası, sofadaki sehpa ,veya yatağın üzeri ,ödev ve ders çalışmak için kullanılırdı... Zamanımız çocuklarının kimisi şanslı kimisi şanssız olabilir ancak okulda kendilerine sorulan sorular aynidir.Ve imkanı olanlardan ziyade başarı gösteren çok çocuğumuz vardır... Başarı onları takip edendir. Aileye düşen görev çocuğunun davranışlarını takip ve denetimdir. Bu takip ve denetim usul hal ile yapılırsa çocuktaki özgüven sarsılmayacak ve onların sosyal çevresine olumlu bakmalarını ve çekingenliğini önleyecektir. Her çocuk sevildiğini bilmek ister. Bu isteğini öğretmeninden özellikle bekleyendir. Hiç bir çocuk sorunsuz değildir, bütün sorunlar ,hepsi bir yana büyük ve küçük çocuklarda en büyük bağımlılık zamanımızın hastalığı internet bağımlılığıdır. Bu sorun esasında ailenin çocuğu ile birlikte çözmesi gereken bir meseledir. Eski yıllarda kreşten dönen çocuklara artık ne kadar doğruysa televizyonda 'baby tv' açılır ve yaramazlık yapmamaları adına önüne oturtulurdu. Şimdi çocukların elindeki akıllı telefonlar ile indirilen oyunların oynandığı bu oyunların aileler tarafından denetlenmesinin mümkün olmadığı günleri yaşıyoruz. Bu bağımlılığın, azaltılması,çocuğun derslerine olan yakınlaşmasına yardımcı olacağı bilinmelidir. Çocuklar hepimizindir, zamanımızda küçük yaşlara indiği söylenen 'Madde Bağımlılığı ve Uyuşturucu Kullanımı” konusundaki mücadelenin ömür boyu devam etmesi gerekmektedir... Bu konuda yapılan toplantılarda Sayın Öcal konun devlet politikası halinde getirilmesi gerektiğine vurgu yapmıştır, kötü bağımlılıktan ve çevrelerinde gezen tehlikelerden korumak adına anne ve babalara büyük görevler düştüğü üzerinde yeniden vurgu yapıldığı haberlere yansıyandır. Çocuğunun öğretmeni ile erken tanışan ondan bilgi alan ,okul çıkışlarında çocuğunun arkadaş çevresini tanıyan anne ve babanın son derece önemli görevleridir. Kendinizi bu görevlerden soyutlamayın,hele de benim çocuğum yapmaz modunda hiç olmayın. Denetimlerinize farkettirmeden okul çantasından başlayarak ,birlikte programlar yapmanın yanında ,çocuğa hiç bir zaman gördüğünüz bir aksilikde 'sen adam olmazsın' gibi sözlerle yaklaşmayın. Onlarla arkadaş gibi olun göreceksiniz onların başarısını mislisiyle artıracaksınız... Biliniz ki çocuklarınızın başarısında ortaklık size fazlasıyla güç verecektir. Her konunun uzmanı vardır. Bu uzmanlar hiç birimizden uzak değillerdir...Okuduğum bir kaç cümlede ne derin bir anlam varmış, işte masumiyetin ifadesi budur... 'Eğer bir gün yolunuzu kaybederseniz bir çocuğun gözlerinin içine bakın; çünkü bir çocuğun bir yetişkine öğretebileceği her zaman üç şey vardır: Nedensiz yere mutlu olmak, her zaman meşgul olabilecek bir şey bulmak ve elde etmek istediği şey için var gücüyle dayatmaktır.'

Bu haber 2058 defa okunmuştur

:

:

:

: