Crans Montana'daki zirvenin ardından Türkiye B planı hazırlığı yaparken, Rumların bir plan yapmadığını düşünmek saflık olurdu.
Nitekim Rum lider Anastasiadis, ağzındaki baklayı çıkardı.
İlk kez Rumların da bir B planı olduğundan söz etti.
Nedir o B planı?
O tarifi yaparken 'Kıbrıs Helenizmi ve devletin işlevselliğinden' söz etti. Rum lider, bunları güvenceye alacak B planı için siyasi güçlerle samimi bir istişare yapılması gerektiğini söyledi.
Sadece 'Helenizm' sözü bile elbette tüylerimizi diken diken etmeye yetiyor.
Ancak buna bir de KKTC'yi adeta kuşatma altına alan işbirliklerini eklerseniz durum daha da vahim hale geliyor.
Anastasiadis, Güney Kıbrıs-Yunanistan-Mısır üçlü enerji işbirliğine İtalya'nın da katılacağını, oluşumun 4'lü hale geleceğini açıkladı. Bu oluşumun İsrail'le de genişleyeceğini vurgulayan Anastasiadis, Rum-Yunan-İtalya-İsrail enerji bakanlarının ikinci toplantısının Aralık ayında Rum tarafında gerçekleştirileceğini, toplantıda Avrupa Konseyi'nin de temsil edileceğini söyledi.
Anastasiadis, B planıyla ilgili sorulara da 'Bunlar, uyuyamadığım gecelerde ve aldığım bilgiler sayesinde geliştirdiğim düşünceler. Uykum iki saati aşmıyor.' diye cevap verdi. Bir başka ifadeyle tilki uykusunda olduğunu söyledi.
O uykusuz gecelerin bugüne dek Kıbrıs için hayırlı bir netice çıkarmadığı ortada.
Anastasiadis, Crans - Montana'da ortaya koyduğu tezlerin artık kendini bağlamadığını söyleyerek müzakerelere sil baştan yeniden başlanması gerektiğini ifade ediyor.
Ama yeni sürecin yıllarla değil birkaç ayla sınırlı olması gerektiğini düşünen Kıbrıs Türk tarafı, oldukça sağlam bir noktada duruyor.
Siz bütün kazanımları sokağa atarsanız, sıfırdan yeniden görüşmelere başlayalım derseniz, inandırıcılığınızı kaybedersiniz.
Çözüm yolunda ipe un sermeye devam ederseniz, niyetiniz daha baştan belli demektir.
Her gece en çok iki-üç saat uyuduğunu söyleyen ve B planı hazırlığını itiraf eden Rum lider, bize bir gerçeği daha hatırlattı.
Tilki uykusuna yatan kişiye güven olmaz. Çünkü tilki uykusuna yatan, uyuyormuş gibi yapıp, fırsat kollar.
Biz o fırsatı verecek miyiz? Ya da tüm ihtimallere hazırlıklı mıyız?
İşte bütün mesele burada...