Atatürk, yaşadığı o kısa hayat içerisine öyle eserler yerleştirdi ki, bunların en büyüğü Türkiye Cumhuriyeti’dir. Hayattan geç göçtü, onu her kasım anıyor ve özlemimizi bir kez daha dile getiriyoruz. Atatürk, çok vecize sözler söylemiştir” bağımsızlık, benim karakterimdir” beni görmek demek beni behemehal görmek değildir, fikirlerimi yaşatmak beni görmek demektir.” Atatürk, kurduğu cumhuriyet ve devrimleri nerde ise 100 yıla yaklaşmıştır. Bir asır önce söyledikleri ve işaret ettikleri bu gün bile geçerliliğini koruyor. Bağımsızlık üzerine pazarlık yapmıyorsak, Atatürk’ü görüyor ve yaşıyoruz demektir. Cumhuriyeti kuran Atatürk, halkın birlik ve bütünlüğüne önem vermiş ve toprağına sahip çıkmıştır.
Çağdaş demokrasi yolunda devrimleri gerçekleştirirken, Türk milletinin örf ve adetlerinden vazgeçmeden medeniyet yolunda ilerlemiştir. Medeniyeti geliştirmek için her adımı atmıştır, ancak bağımsız Türkiye’den ödün vermemiştir. Batı ile işbirliği yaparken doğuyu da ihmal etmiş değildir, tarihi gerçeklerden bunu görebiliyoruz.
Din ve devlet işlerini ayırırken, seçimler ile işbaşına gelecek olan hükümetlere de önem vermiştir. Milleti her gücün üzerinde tutmuştur, milli iradeyi temsil eden meclisin üstünde bir gücün olamayacağını tüm yabancı misyon ve devletlere kabul ettirmiştir. Birçok yabancı devlet adamı ve temsilcisi Atatürk’ü ziyaret etmiş ve ondan, örnekler almışlardır.
Bağımsızlık mücadelesi veren ve işgal altında olan halklara örnek olmuştur, hala bu gün örnek alınmaktadır. Yabancı ülkelerde heykeli bulunmakta ve saygı duyulmaktadır, 100 yıl önce işaret ettiği Ortadoğu bilmecesi hala daha güncelliğini korumaktadır.
Hayata gözlerini yumduğu zaman, dünya onu ağlamıştır, ömrü kısa ancak eserleri ölümsüz olmuştur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk eserleri ile ölümsüzleşmiştir, bize düşen eserlerine sahip çıkmaktır, çağdaş demokrasi yolunda hep ileri gitmektir. Milletin efendisi değil, millete kul olmalıyız. 79. yıldönümünde bir kez daha Atatürk’ü ve tüm silah arkadaşlarını saygı ve sevgi ile anıyoruz.