Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Ankara’da Türkiye Barolar Birliği’nin düzenlediği “Atatürk’ü Anma Programı”nda çok önemli mesajlar verdi.
“Artık harcanabilecek zaman kalmamıştır. Uzun uzadıya gidecek, verimsiz müzakereler yerine; sonuç odaklı, bütüncül yaklaşımlara açık, süresi belli yeni bir görüşme yöntemi üzerinde durmak gerekiyor” diyen Akıncı, yeni dönemi tarif etti.
Bu sözler, artık hiçbir şeyin eskisi gibi devam edemeyeceğinin de altını çiziyordu.
Geçtiğimiz hafta Akıncı’nın Başmüzakerecisi Özdil Nami de Adadan Dış Bakış’ta bu yeni süreci anlatırken, yeniden kurulacak masaya daha oturmadan, süreç başarısızlıkla sonuçlanırsa Kıbrıs Türkü’nün konumunun ne olacağının netleşmesi gerektiğini söylüyordu.
Hem Akıncı’nın hem de Özdil Nami’nin her fırsatta tarif ettiği bu yeni yol, bizi nereye çıkaracak, bunu çok kısa bir zaman içinde göreceğiz.
Elbette bu yeni yol için Güney’de köklü bir zihniyet değişimine ihtiyaç var. Zaten Akıncı da Ankara’da yaptığı konuşmada, Kıbrıs Rum liderliği ve toplumunun, ocak ayında yapılacak başkanlık seçimleri sonucunda zihniyet dönüşümünü başarabilen yeni bir yaklaşımı geliştirebilmesini umut etmek istediğini söyledi.
Elbette, “umut etmek yeterli değil, eldeki veriler ve bugüne kadar olan yaklaşım o umutlarımızı hep tüketti” diyenler de olacaktır.
Bunda haklılık payı da yok değildir.
Fakat bugüne kadar uzlaşılan ve bir noktaya kadar getirilen meseleleri heba etmemek için ve en önemlisi açıkta kalan konular için son kez masa kurulması, iki halkın da yararına olacaktır.
Elbette bu görüşmenin yıllar sürmesi beklenemez. Çünkü bugüne kadar herkes eteğindeki taşları dökmüştür. Fakat çözüme bir kez daha şans vermek, daha doğrusu iş işten geçtiğinde “keşke…” dememek için bu fırsatı kullanmamız gerekmektedir.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Atina ziyaretini gözleyen Rumların, Ankara’nın güvenlik ve garantiler başlığında bir esneme beklemesi nafiledir.
Çünkü Türkiye tüm esnemeleri Crans Montana’da zaten göstermiştir.
Bugün adım atma sırası artık Rumlara geldi. Ya adım atacaklar, açıkta kalan konular için masa, süresi iki ay, bilemedin üç ay gibi zaman dilimi için yeniden kurulacak.
Ya da Kıbrıs Türkü KKTC ile yoluna devam edecek. İnsan haklarına da aykırı bir şekilde yapılan izolasyonlara son verilecek.
Bu iki yolun dışında üçüncü bir yol yoktur. Rum liderliği umarım bu gerçeği anlar, seçim nedeniyle uçup giden aklını en yakın zamanda başına devşirir.