7 Ocak ya utancımız olacak ya da gururumuz…

Bugün sizlere yapılan bir kamuoyu araştırmasından arta kalan bazı anekdotlar paylaşmak istiyorum.

Bugün sizlere yapılan bir kamuoyu araştırmasından arta kalan bazı anekdotlar paylaşmak istiyorum.
Araştırmayı yapan şirket 16 yıldır bu sektörde deneyimi olan bir şirket.
Şirketin başında Mine Yücel gibi deneyimli bir isim var.
Malum seçimlere sayılı günler kaldı.
Haliyle kamuoyu araştırmaları da bu yöne kaydı.
Bunlar yapılırken Sayın Mine Yücel denetiminde bir ekip de Ada’yı karış karış gezerek araştırmalar yapıyorlar.
Benim bugün sizlerle paylaşmak istediğim ise bu araştırmalar devam ederken hangi partinin ne kadar oy alıp alamayacağı değil.
Lakin onunla ilintili bir başka toplumsal sıkıntıya dikkat çekmek istiyorum.
Elbette ki Sayın Mine Yücel’in yaptığı çalışmalardan yola çıkarak.
Peki nedir bu sıkıntı?
Toplumsal yozlaşmışlık!
Peki nedir toplumsal yozlaşma?
Değişimden köşe bucak kaçan toplumlarda görülen istenmedik düşünce, tutum ve davranışların istikametidir, toplumsal yozlaşma. sosyal hayattaki entropidir. şöyle ki ; akan hayat bir nehire benzetilirse siz o nehirden bir havuz yapıp durağanlaştırırsanız ne olur? Su kokuşur, yosunlaşır, akıcılığı kalmaz, su su olmaktan çıkar ve çirkefe dönüşür.
Dolayısıyla bu çoğunluğun ''böyle gelmiş böyle gider '' demeden dönüştürme gayretinde olmaları gerekirken '' eski köye yeni adet getirme '' deyip sümenaltı yapma eğiliminde olmaları yaşamı bataklığa çevirir.
Yani anlayacağınız halk diliyle “gemisini kurtaran kaptan” misali bir topluma sahibiz.
Çoğunluğun ganimet kültürünü yaşam tarzı haline getirdiği bir düzen.
Peki bu ne demek?
Şu demek; toplumun çoğunluğu toplumsal bir kararın eşiğinde öncelikli olarak kişisel çıkarlara odaklı hareket ediyor.
Yani yine halk diliyle anlatacak olursak “gör beni göreyim seni” mantalitesi toplumun büyük bir çoğunluğunu kapsama alanı içerisinde tutuyor.
Dolayısıyla kötü yönetim, yağma talan düzeni, haksız uygulamalar, hukuksuz icraatlar, kamu vicdanında yara açmış olaylar vs vs..
Hal bu minvalde hayat bulunca 7 Aralık 2017 seçimlerine giderken bu topluluğun karar vericiler tarafından icra edilen,bütün bu utanç verici icraatların zerre kadar umurlarında olmadığı ve seçimin son gününe ve hatta son saatlerine kadar menfaat koparma peşinde koşacakları anlaşılıyor.
Dolayısıyla,“Söz verdiler de yapmadılar” siteminin aslında çoğunlukta olan bir topluluğun verilen sözle kişisel bir beklentisinin karşılanıp karşılanmadığı noktasında değerlendiriliyor olması gerçekten hepimizin üzerinde sosyal yönüyle çok çok düşünmesi gereken bir konudur..
Kaldı ki bu kadar kötü bir yönetime rağmen, toplumun bu zafiyetini bilen ve toplumu bu eksende değerlendirip çözen iktidar partisinin hala bu ülkede yapılan araştırmalarda 1.parti olarak görülmesi bunun en açık göstergesidir.
Değerli araştırmacı Mine Yücel’in de dediği gibi 7 Ocak seçimleri sonrası ortaya çıkacak sonuçlar ya toplum olarak hepimizin toplu utancı olacak,ya da toplu bir gurura hep birlikte imza atacağız.
Bu haber 217 defa okunmuştur

:

:

:

: