Sabırsızlıkla ve dört gözle beklenilen, Sn. Erdoğan’ın Atina ziyaretinden , çıka, çıka Rum ve Yunan tarafının beklediği dağ yerine,
koskocaman bir fındık faresi çıktı .
Güney, bu ziyaretten çok umutlu olarak , Yunanistan’ın, Kıbrıs’la ilgili, her istediğini elde edeceği zehabına katılarak. Kısa bir süre de olsa, umutlu bir hayal dünyasında yaşadı .
Gördükleri rüya, çok kısa sürdü .
Zaten, bunun gerçeğe dönüşmesi de, namümkün .
Rum ve Yunan ikilisi , Sn. Erdoğan’dan , bu son Atina ziyareti ile, Kıbrıs Türk Halkını, ala vuna, ala düve, kendilerine teslim edeceklerini zannetme hayaline kapıldılar .
Kozları, Avrupa müktesebatı ve hukukuna dayalı olarak, Kıbrıs Türk Halkının, Türkiye’den kesin kes koparılması ve Batı Trakya’daki Türk kardeşlerimizin, durumuna sokulmamız idi.
Hep deniliyor ya .
“Ne gerek var, Garantilere ve Türk Askerine ? “
Avrupa, modern bir birlik, onun müktesebatı ve hukuku ile, Kıbrıslı Türklerin kılına dokunulamaz .
Sevsinler .
Lozan’da “Müslüman azınlık” yazıyormuş .
Gelin bunu günün şartlarına uyarlayalım. OHİ .
Avrupa Birliği içerisinde olunacak, fakat bu insanlara, AB’nin müktesebatı uygulanmayacak .
Nedeni “Lozan Anlaşmasındaki ibare .“
Temel hak ve özgürlükler için, güncellemeye gelince Sn. Erdoğan’ın karşısına, tabu olarak çıkarıldı .
Sn. Erdoğan’ın bu Atina ziyareti, bence çok yararlı bir ziyaret oldu.
Hangi açıdan mı ?
Yunan + Kıbrıs Rum’unun, ne menem bir zihniyete sahip olduklarının, tekrardan ortaya çıkması .
Lozan’a dokundurmayan . Onu uluslararası bir anlaşma görüp.
Virgülüne dokunmak istemeyen, zihniyetin .
1959 Garanti ve İttifak Anlaşmalarının ortadan kalkması için, teklif edenler ve bunun için görüşmeleri tıkayacak kadar yüzsüzleşenlerle.
Bir yere varılamayacağını, Sn. Erdoğan, Atina’da bir kez daha yaşadı .
Hemen aklıma, Rahmetli Rauf Denktaş’ın bir cümlesi geldi .
“Rumlar, hep ayni Rumlar . Değişmediler “ derdi .
Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bu son Atina ziyareti. Denktaş’ın
haklılığını, aramızdan ayrıldıktan sonraki bu süre içerisinde, göstermiyor mu?
Sn. Erdoğan’ın, Atina’da To Vima Gazetesine, temasları sonucu verdiği demeç de. Kıbrıs Türk Halkını rahatlatan , yüreğine su serper nitelikte .
Sn. Erdoğan ” Kıbrıslı Rumların, Kıbrıs’ı hala daha, bir Yunan adasıymış gibi gördüklerini. Bunun bir rüyadan ibaret olduğunu ve rüyalarının hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini. Kıbrıs Türklerinin eşsahip oldukları bu adada, hiçbir zaman Rumların istediği gibi, azınlık durumuna düşmeyecektir “ açıklaması. Güneyde ve Yunanistan’da, bu rüyayı görenleri, rüyalarından uyandırdı mı ?
Uyanıp uyanmadıklarını bilemem .
Bunu zaman gösterecek .
Fakat bu açıklamadan sonra , artık ileride yapılması düşünülen
Kıbrıs görüşmelerinde, karşı tarafın tavrının, ne olacağı da cidden merak konusu .
Ağzına sağlık . Benliğine sağlık Sn. Cumhurbaşkanı .
Bunlar, bu ağızdan anlarlar ancak .
Gelelim .
Karikatür olayına .
Karikatür bir mizah sanatıdır .
Hiçbir sanat dalı, içeriğinde hakareti barındırmaz .
Sn. Erdoğan TC’nin ve Türk Ulusunun Cumhurbaşkanı .
Bazı çevrelerce .
Sevilmeyebilir .
Sempatik de bulunulmayabilir .
Amma, Türkiye’de Cumhurun başında olan bir zat .
Bu karikatür ile büyük ayıp edilmiş .
Gelinen aşamada , savcılık ve yargı devreye girecektir .
Gelişmeleri ve sonucu, ilerleyen zaman dilimi içerisinde , göreceğiz .