Bir yıl içerisinde aşırı zenginleşmiş siyasiler var dedi Kudret Özersay…

“Geliri tamamen orantısız olan,bir sene içerisinde aşırı zenginleşmiş siyasiler vardır.Bu paranın kaynağı nedir?”Diye sordu Halkın Partisi Başkanı Prof.Dr.Kudret Özersay ve şöyle devam etti; “bu paralar ya kara paradır, ya betten gelen paralardır, ya da rüşvettir..”

“Geliri tamamen orantısız olan,bir sene içerisinde aşırı zenginleşmiş siyasiler vardır.Bu paranın kaynağı nedir?”Diye sordu Halkın Partisi Başkanı Prof.Dr.Kudret Özersay ve şöyle devam etti; “bu paralar ya kara paradır, ya betten gelen paralardır, ya da rüşvettir..”
İşte tam da bu noktada bunların üzerine korkusuzca, çekince duymadan gidebilecek bir siyasi duruşa ihtiyaç duyulduğunu söyledi Halkın Partisi Başkanı Sayın Kudret Özersay..
Sanırım halkın büyük bir çoğunluğu da böyle bir beklenti içerisindedir.
Hukuk nezdinde yasalar çerçevesinde hesap sorabilecek siyasi bir iradenin varlığı,hesap verebilirliği ilke haline getirecek ahlaki bir anlayış, ve yapanın yanına kar kalmayacağı adaletin hakim olduğu hukukun üstünlüğünü tartışmasız kılacak bir yapının tesis edilmesi..
Kısacası bir hukuk devletinde olması gerekenlerdir bütün bunlar.
Peki biz Kıbrıs’ın Kuzey’inde böyle bir yapı oluşturduk mu?
Maalesef hayır.
Bugüne kadar yapanın yanına kar kalan bir anlayış hakim bizim coğrafyamızda.
Zira 40 yıldır bu topraklarda şahitlik ettiğimiz yapı hukukun üstünlüğünü değil üstünlerin hukukunu yaratmıştır.
Şimdi gelelim Sayın Özersay’ın tespitlerine..
Bu tespitler sadece Halkın Partisi Başkanı Kudret Özersay’ın yaptığı tespitler mi?
Hayır.
Halkın büyük bir kesimi de bunu gözlemlemekte.
Nitekim bu ülkede bir yıl içerisinde aşırı bir zenginliğe sahip olan siyasetçilerin varlığı sır değil.
Hoş objektif olarak tarafsız hilesiz hurdasız bakmayı bilen herkes de bunu rahatlıkla gözlemleyebilir.
Dolayısıyla Sayın Özersay’ın ifade ettikleri hepimizin hemen hemen her gün tecrübe ettiğimiz gerçeklerdir.
Bugün iddia edildiği gibi çok kısa bir süre içerisinde kaynağı belli olmayan ve/veyahut orantısız bir şekilde aşırı zenginleşmiş siyasiler vardır.
Yasası olduğu halde 40 yıldır bu paraların kaynağını sorabilecek bir parlamento yapısından yoksun olduğumuz için maalesef ne hazindir ki, yapanın yanına kar kalır anlayışı, halkta böyle gelmiş böyle gider algısının yerleşmesine neden oldu.
Lakin böyle mi?
Elbette değil.
Halk bunu değiştirebilecek güce sahiptir.
Bu bir tabu değildir nihayetinde.
Hoş tabu bile olsa yıkılır yerle bir olur halkın gücü ve ortaya koyacağı irade karşısında.
Malum ki 50 sandalyelik meclise kimse kendi kendine girmiyor.
Bunun takdirini halk yapıyor.
Dolayısıyla burada ülkenin kötü yönetilmesinde sorumluluk sadece siyasi makamların değildir.
O insanları bu makamlara taşıyan onlara onay veren, oyunu atan insanların da sorumluluğu vardır bu kötü yönetimlerde.
Hem de en az o makamı kötüye kullanan siyasiler kadar.
Bu haber 234 defa okunmuştur

:

:

:

: