Geride bıraktığımız hafta Doğu Akdeniz Üniversitesi Ekonomi Bölümü ve Ekonomik Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen “Kuzey Kıbrıs İçin Alternatif Makroekonomik Politika Yönelimleri Paneli” vardı.
Prof.Dr.Sübidey Togan ve Prof.Dr.Murat Yülek’in konuşmacı olarak katıldığı panelde Singapur’a ait bir çok veri ortaya kondu ve Singapur örneklemesinden bahsedildi.
İşte bugün bana çok ilginç gelen bu sunumu sizlerle paylaşmak istedim.
Noktasına vilgülüne dokunmadan ben de sizlere aktarıyorum bu güzel sunumu:
“1965 yılında bağımsızlığını ilan eden Singapur 709 km’lik doğal kaynaklara sahip olmayan bir adadır.Ülke 1965 yılında enerjiden tutun da gıdaya kadar dışa bağımlı idi ve işsizlik oranı % 9.2 idi.Ülke işgücü piyasasında çeşitli rahatsızlıklar ile karşılaşıyor ve ülkede etnik kökenli kargaşalar durmak bilmiyordu.
1965 yılında fert başına düşen geliri 516 ABD Doları olan Singapur’un 2016 yılında fert başına düşen geliri 56 bin 961 ABD Dolarına çıkartabilmesinin arkasında yatan nedenleri analiz edebilmek için kısaca ülkenin zaman içindeki gelişimine bakmak gerekir..
Çin-Hindistan-Avrupa arasında deniz yolu ile yürütülen “ipek yolu” ticareti Malacca Körfezinden geçiyor,ve bu körfezin en dar noktasında bulunan bulunan Malacca’yı kontrol eden ülke de deniz ticaretini kontrol edebiliyordu.Uzun süre Portekiz tarafından kontrol edilen Malacca 1641 yılında Hollanda’nın kontrolüne geçti.Baharat ticaretinin kontrolünü elde etmek isteyen İngiltere 1818 yılında Johar Sultanı ile bir anlaşma imzaladı.Bu anlaşma ile serbest ticaretin yararlarına inanan Sir Stamford Raffles serbest liman ticaretini başlattı.Bölgede bulunan diğer limanların ticaretten vergi almaları Singapur’un ise vergi almaması adanın giderek önemli bir ticaret ve liman merkezi konumuna yükselmesini sağladı.Sir Stamford Raffles Singapur’da serbest ticaret politikası uygularken sermaye ile iş gücünün de serbest hareket etmesine müsaade etti.Bu dönemde Güney Doğu Asya’nın değişik bölgelerinde yaşayan Çinliler yavaş yavaş Singapur’a göç etmeye başladılar.1824 yılında Hollandalıların bölgeden ayrılmasından sonra Singapur bölgede İngiliz idaresinin başkenti haline geldi.Adada İngiliz etkisi giderek arttı ve İngiliz tarzı yaşam ve kurumlar oluşmaya başladı.Özellikle de Singapur İngiliz hukuk sistemini kabul etti ve bu sistemi aynen uyguladı.
Baharata dayalı antrepo ticaretinin önemli olduğu Güney Doğu Asya Bölgesinde
18.yüzyılda kalay, 19.yüzyılın ikinci yarısında da kauçuk üretimeye başlandı.
Kalay,kauçuk ve petrol ticaretinin önem kazanması ile Singapur bu bölgede söz konusu malların ticaret merkezi haline dönüştü.Singapur’da gemicilik ve gemicilik ile ilgili sigortacılığın gittikçe önem kazanması ile ada bölgede finansal aktivitenin merkezi konumuna geldi.Güney Doğu Asya ticaretinde uzun süre altın ve gümüş kullanılmıştı,19.yüzyılda ise kağıt para özellikle de İngiliz Sterlini ve Çin, Hint paraları kullanılmaya başlandı.Kullanılan paralar altın ve gümüş rezervleri ile desteklendiklerinden söz konusu paralar her an altın ve gümüşe çevirebiliyorlardı.
1906 yılında Malacca Penang ve Singapur’un oluşturduğu Boğazlar İdaresi kendi parasını çıkartmaya başladı ve para politikası para kurulu(currency board)
tarafından yürütüldü.Para miktarı ile döviz rezervleri arasında bire bir bir ilişkinin olduğu para kurulu sisteminde sermaye ülkeler arasında sebestçe dolaşabiliyor, ve uygulanan altın standardı kuralları gereğince döviz kurları sabit tutuluyordu. Boğazlar İdaresi artık Sterlin Alanı’nın bir parçası haline gelmişti.
II.Dünya Savaşı sırasında Japonya kauçuk,kalay ve petrol ticaretine önemli rolü olan Singapuru işgal etti.Bu dönemde İngiltere ise daha çok kendi problemleri ile ilgilenmekteydi.
Savaş sona erdiğinde Singapur yaralarını sarmaya başlayarak tekrar İngiliz yönetimi altına girdi.Ülkede bağımsızlık arzuları ve politik uyanış yükselmeye başlamıştı. Singapur 1963 yılında Malezya ile birleşme kararı aldı.Ancak,yaşanan siyasi anlaşmazlıklar yüzünden Malezya’dan ayrılmak zorunda kalan Singapur 9 Ağustos 1965’te bağımsızlığını ilan etti.Dönemin başbakanı efsanevi lider Lee Kuan Yew idi.
Başbakan Lee Kuan Yew’in amacı yeni kurulan Singapur’un ayakta ayakta kalmasını sağlamak ve Singapur’luların hayat düzeylerini iyileştirmekti. Bu amaca yönelik olarak Singapur iki stratejik karar aldı:
(i) ithal ikameci iktisat politikalarıyerine ihracaata dönük iktisat politikaları uygulamak ve
(ii) sanayide büyümeyi sağlayabilmek için çok uluslu şirketleri Singapur’a çekebilmek.”